Karanlıkta Islaktı Gece 2.

Mustafa Yılmaz 4
765

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Karanlıkta Islaktı Gece 2.

Sabahı erken ederdik, ertesi gün sevdalısına kavuşmak için...
Geceyi düşlerle geçirir karanlığın ertesiydi ışık…

Kapanmış tüm kapılar acılardı gün ışığı başlangıcına…

Ben düşlerimi severdim ilk gün ışığında… Sen beklerdin beni köşe kıyısında, ben koşmalarımı hızlandırırdım, sevda köşesine ulaşmada…

Sen gülerdin, beklerken her saniyeye, ben ter dökerdim yollara el tutuşmak için senle…

Zaman bizde biterdi, ellerimiz tutuşurken.
Oysa korkular sızardı yüreğime bir gün sen yokluğunda doğacak güneşe…

Yaşam tüm nefeslerimi dağıttı kısık nefes almalarımla doluştu asfaltın ziftinde…

Gün doğdu, günler battı zaman siyah zamanlara dönüştü bu baharda, omuzlarım buz kesti, kışta içimde yangınlar oluştu. Yıllar art arda değişti, zamana bense sen düşlerinden artık korkar oldum…

Kâbuslar vız geldi, denizin dalgası umurumda değil, zaman kapalı bir bambu saat kutusunda eridi sen yoksun.

Bakarsın bir anda yağmur yağar, sular toprağa karışır, bir kısmı sürüklenir, dereler çaylar derken, denize ulaşır ve umut kalır arkası bakınmada ıslanmalarda ıslanan ruhtur sürüklenen bedendir sanılı, bir gün aşk kendinde kaybolur, sevgiye beklemeye, beklenmeye dönüşür. Artık zaman içinde çaresizliği saklar, umutlar bir kor olur, sol yanı acır insanın…

Günler uzar, geceler uzar yaşam bu acı ile dalaşır durur kendince, bitimsiz düşler başlar ardı kesilmeyen yarınlar umut taşır ve bekler acılar kendi kabuğunu örerek…

Umut günleri, güler yüzlü günler ıslak gözyaşları ile aylara yıllara yapışarak ömür sarkıp gider bilinmeze…

Gün gelir acılar buz keser soğuklarda donuklaşır, içinde bir tohum vardır örtülen umutların avucunda ve an an içi sızlar yüreğin, tarifsiz bir acıdır aslında sadece taşınan bedendir sebebi ile ulaşır yine pişmanlık vaz geçişlerine…

Ve eksik yaşamdır ömrün sonuna ulaşan…
Belki de pişmanlık duyulamayan bir arzudur dünleri yaşayabilme umudu…

Bir korku vardır yaşamın dibinde, alınan nefeslerin içinde kendi kendine mırıldanırken, anlarsın yarınsızlık düşlerindeki umutsuzluktur belki de son nefese sürecek bir iç hesaplaşma…

Tüm düşlerin içindeki hesaplaşmada kaç kez mutluluğu bedensele dönüşen düşsel umutlar vardı. Belki de en zor duygu taşınması sahiplenme isteği idi ki en çok canımızı yakan da bu oldu sanırım…

Kendi kendime yılları hediye ettiğim bu sevgiydi belki de ense kemiğimize batarak acı bırakan…

Bütün kuşlar göçtü artık, hüzünle başlayan bir göç mevsimidir bu günkü yaşamın başladığı anlar, zamanı kendimize devşirirsek eğer, sonuç sadece bir özlem, bir hasret ve göç zamanı yaşamın bir başka yerinde nefes almalara, tutunulası başka bir umut bile yaşamımızdan eksildi artık…

Bazen değişim gerekti sanırım bu şartları yaşayınca insan, önce kendi yaşamını inkâr etmeli, sonra da süregelen umutlarından da vaz geçmeliydi, hele sevginin güvenle doğan yaşam kısmına asla inanılmamalıydı, sadece kendine sakladığın bir sevginin sessizliğini yaşarken bile mutluluğu kendinde saklamalıydı insan, çünkü artık özgüven duygusuna şüpheli bir yaşamdı başlayan…

Uzun bir yaşamın içine sığınan yanılgılar artık sevginin şüphe içinde varlık göstereceğine inanmak belki de yanılgıya başlamak demekti…

Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 6.3.2019 18:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Yılmaz 4