KARANLIKLARDAN
I
Kuşanıp, kara harmanisini,
Usul usul sokuluyordu gece.
Örttü, salkım saçak saçlarını,
Örttü güneş,
Yıldızlarla süslü başörtüsüyle.
II
Oysa,
Ne yürekler besledim ateşimle,
Ne ateşler közledim yüreğimde.
Kandım, kanarcasına,
Yangınlarcasına yandım.
Çanladım,
Kambur zangoçlar gibi,
Çanlarını yaşamın.
Başlamasın o karanlıklar diye.
III
Şimdi,
Hazırlanacak büyüsüne bir kocakarı.
Tütsüler yakacak,
Bağlansın birinin erkekliği niyetine.
Ve kim bilir?
Hangi Filistin askısında,
Burkulacak bir gencin hayaları.
IV
Ve sonra,
Elveda, Quasimodo’ su yüreğimin,
Elveda, Esmeralda’ m.
Beyoğlu’ nda vizitesi tavan yapan,
İspanyol yosması Carmen’ im.
V
Hangi,
Aşklar zaman aşımına uğrayacak?
Unutulmuş bir şairin, unutulmuş mısralarını,
İzbe barların loş ışıklarında,
Maria Callas taklidi bir pespaye,
Şarkı niyetine, iğrenççe haykıracak.
VI
Birazdan,
Travestiler, sapık müşteriler peşinde,
Doluşacaklar Taksim Meydanı’ na.
Bir gemi, sıyırırcasına geçecek,
Aldırmadan balıkçılara, Yeniköy çakarını.
Bir çocuk, babasını görecek düşlerinde.
VII
Ve...
Çözdü burçak burçak saçlarını,
Çözdü güneş.
Alır gibi dostunu, bir yosmanın yatağından,
Karanlığın koynundan, çekti aldı sabahı.
VIII
Nihayet,
Sana da “hayırlı sabahlar”
Ser gardiyan Sadettin.
Seni de “Allah kurtarsın.”
Hiç bozulmaca yok ama,
Sen mahkumdan da betersin.
IX
Kim bilir?
Kimler küfredecek sabah sabah.
Kimler üzerine alacak?
Kimler anlamaya çalışacak bu şiiri?
Aaahhhhhh..... ah.....
Kayıt Tarihi : 2.2.2010 06:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!