Karanlıklar Aydınlık Olur Şiiri - İdris ...

İdris Çetin
283

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Karanlıklar Aydınlık Olur

Zorda kalan bir kedinin feryat sesleri,
Gecenin düğümlendiği bir anda,
Horoz sesleriyle yükseliyordu,
Beton yığınları arasında…

Hilal gizlenmiş, meydan karanlıklara kalmış,
Yıldızlar at koşturuyor, güneşten uzak vadilerde,
Koyunun olmadığı yerde, keçiler kendilerini
Abdurrahman Çelebi zannederlermiş.

Büyük karmaşık şehirlerde;
Araba sesleri hiç susmaz,
Eksoz dumanlarını kusarlar,
Uykudaki masum insanlara…

Hırsızlar çetesi köşe başlarında,
Başlarsa masumların başında,
Kimini uyku tutmaz, sıcacık yatağında;
Bir o tarafa, bir bu tarafa döner uyuyamaz…

Kimi hayal kurar, kuş tüyü yataklarında,
Kimini aşk bırakmaz sımsıkı tutar,
Geceleri uzatır da uzatır,
Sabahlar bir türlü getirmez…

Kararsızların kararsızlığı yok mu?
Hep borsayı alabora eder,
Tarladaki tohumun hesabını,
Toprak uyanmadan satar…

Kimi topraklar ansızın,
Bir baskın bekler geceleri,
Depremin salladığı şehirler,
Korkuyla uyumaz çadırlarında.

Şöhretler, şehre inemez korumasız,
Masumlarsa ayakkabı bulamaz ayağına,
İnsanlar, umutsuz umutsuz dolaşırlar,
Kendine çeken boş vadilerde…

Ölümün sıcaklığını özleyeni,
Çok görürüm, köprüler altında.
Sahte iltifatlar ve kararmış ekranlar,
Emniyetsiz sokaklar, tütmeyen ocaklar…
İntihar sesleri yükselir,
Her gün asma köprülerde…

Kimileri kol kalmanın endişesiyle,
Kimileri güzelliğinin kaybolacağı korkusuyla,
Vücudunu suçladıkça suçlar,
Ruhun altındaki beyni görmeyerek…

Şehir köylere kaçar, köyler de şehirlere;
Köyde ağa olan, şehirde efedir,
Şehirde çete olan, köyde tefedir.
Sınıf ayrımı, piramitlerin tepesinden başlar,
Altta kalanın canı çıksın misali,
Kralımız öldü, yaşasın yeni kral…

Hak adalet mi? Bırak bu boş lafları,
Bana paradan, makamdan
Ve sayısız isteklerden bahset.
Yağla yağlanmaktan,
Sigarayla dumanlanmaktan…

Adam öldürmek mi?
Onlara vız gelir,
Vahşet şerbetini içenler,
Vampirleşmiştir kısacık yaşamlarında,
Cinayetler, faili meçhuller diz boyu,
Ölen neden öldüğünü,
Öldüren de neden öldürdüğünü
Hiçbir zaman bilmeyerek…

Kaf dağının arkasındaki devler
Ve Anka kuşları görünmezler.
Bir gün tepenizde yuva yaptıklarını
Ve başakları yaktıklarını,
Kadınları ve çocukları öldürdüklerini,
Aklınız önünüze inerse görebilirsiniz.

Mısır ahalisinin sessizliği ve köleleştirildiği,
Firavun’un esaret zincirinin halkasında,
Olmanın ezikliği, yanındaki atılmaz gururları,
Hürriyetten kaçmak, ta çukurun dibine kadar…
Esareti özgürlük diye yutturmak,
Piramitlerin gölgelerine yaslanarak…

Düşüncesiz beyinlerin,
Boş boğazlıkları yüzünden,
Çölde dolaşmalar dolaşmalar;
Gurur, kibir ve itaatsizlik,
Çan sesleri, ezan sesleri…
Duyulmaz olur, mağaranın derinliklerinde,
Haktan kaçan yaban merkepleri misali…

Bütün bunlara inat,
Musalar, Harunlar bunu başardı.
İnananın azminden hiçbir şey kurtulamaz,
Kızıl denizler boğar kaçanları.
Asanın karşısındaki,
En büyük silahlar donakalır
Ve sahipleri hakkı tutar kaldırır,
Bataklık vadisinin ortasında…

Ve dev dev gemiler yapılır,
Aklını ve beynini çalıştıranlara,
Ötelerin ötesine gidebilmek için.
Sular yükselir geminin altında;
Onunla insanlar yücelir,
Yüceler yücesine…
Karanlıklar aydınlık olur,
Gecelere set çekerek…

25. 08. 1998
İstanbul

İdris Çetin
Kayıt Tarihi : 28.2.2009 14:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Taskanat
    Mustafa Taskanat

    kalemine saplık sevgili hocam günümüz gerçeklerini yazmışsınız selam ve dua ile

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

İdris Çetin