karanlık görüyorum dünyayı.
ve soğuk,çok soğuk; terlerken üşüyorum.
çölün ortasında bir kum tanesiyim ama çölün derdini taşıyor omuzlarım.
kalkarken düşüyorum.
karanlık görüyorum dünyayı.
zifiri gecelerin zemheri soğuklarında,baharın gidiş hüznünden yapraklarını dökmüş bir ağacın altında üşürken,nefesinin buğusunu büyütüyorum yanaklarımda... gözbebeklerim büyüyor,beyazını işgal ediyor gözlerimin karası. prangalarla hemhal vücudum,ölüm ile kalım arası.
..
Sana anlatacak sözlerim durgun nehiri batıracak kadar, şafakların vurgun sehirini yırtacak kadar çoktu. Senin ise bana üflediğin sessizlik hançeri. O hançerle; uykularım bölündü, yıldızlar başıma çöktü, yüreğim hüzünle döküldü. Sana değer veriyordum, ilgimi uzatıyordum, sevdamın asıl derdini sunuyordum. Değerlerin büstü olarak kalbime dikmiştim seni. Özlem yangınlarında sayfara dökülerek yazsamda, günlerin heyelanları üzerime yığılarak çıkış yolunu kazısamda... çilenin yakaladığı yaşamımdın. Sana yazılanlar; sevda torpağında filizlenen, duyguların yağmurunda beslenenmişti. İlhamını ise özlem çamurunda batırarak yüreğimi ıslatmış, düşüncelerimin balyozu ruhuma sataşarak serseri kalemimle satırlara yayılmış, derbeder ayaklarımla sahillerin karanlık dudağında bedenim kırılmış. Sana yazdıklarımı eser telifi içersinde gelecek kuşaklara aktaracağım. Otuzum dan sonra kitaplarla toplumun ızdırabını yansıtacağım, sosyal yarayı pansuman edecek zihni ve fikri güzelliği kucaklamış ve istikamet olmuş eserler. Artık sana olan yüreğim koptu, kalemim kırıldı, duygularım yırtıldı. Sen acı bir tebessümle çehrem geçmişin tablosunda donacaksın. Şayet sizde bir yerlerde makalelerimi okursanız yada kitap raflarında adımla karşılaşırsanız anıların tabağıını rüyaların mutfağına atarsınız ya tabağı kırar anlık anların dişinde kaybolmuş bir hiçliğin sokağı, ya da tabağı yıkarsın anı kuyusunda acı tat olsa da ömrün aynası gözlerime dokunur dersin... Seni artık duygularımın sandığından çıkarıyorum, düşüncelerimin zindanından salıyorum. Ben ise sahillerin karanlık dudağında derbeder ayaklarımı sürükleyerek sürgün veren uzaklıklara doğru gözlerimden kan, gönlümden ise ah yankısı denizin tokadına yanıt verecek. Bir yerlerde kitap raflarında adımla karşılaşırsan şunu söylemeyi unutma:
BİR VARMIŞ.... BİR YOKMUŞ
..
karanlık dipsiz bir kör kuyunun dibinde dönüp duruyor düşüncelerim...
her yer karanlık...
bir tek seni düşündüğüm anlar ışıltılandırıyor gözlerimi...
ne gözümü kapamaya ne de açmaya cesaretim var...
ki...
ne durumdayım bilmiyorum sensiz....
karanlık dibsiz bir kör kuyunun en güzel şırıltısıdır sesin...
..
Düşün ki;
Gözlerim görmüyor, karanlık bir dünyanın içinde yaşıyor ve sadece senin sesinle ışık buluyorum kendime,
Düşün ki;
Eğer çekersen sesini dünyamdan, karanlık neymiş o zaman göreceğim, bunun farkındayım,
ve bundan da içten içe korkuyorum.
..
Hayatın boyunca üstesinden geldiğin karanlık
İnsan oğlu her seferinde olmak istedi bir aydınlık
Kainat güzelleriyle kainat kalabalık
Hayatın üstesinden gelebildiği karanlık
İnsanın olmadığı yerdedir,İnsan gelince içine çekilir
..
Sevgiyi,aşkı,mutluluğu içime gömdüm.
Aradım aşkımızı.......
O karanlık gecelerde.
Gönülden ağladım,gönülden aradım.
Bulamadım aşkımızı.......
O karanlık gecelerde.
Yeniden sevdim,yeniden yaşadım.
..
İlk defa karanlığın asıl yüzünü gördüm onlarda
Aslında onlar anlatıyordu aydınlığı bana
Ne zaman kurtulurum bilmiyorum ama
Tek bildiğim beni bekleyen bir aydınlık var hayatımda
Onlar bizdi,biz onlar
Hiç bir zaman bilemedim neyin ne olduğunu
..
sabahın ötesinde bir yer varmola,
karanlık ruhuma aydınlık gerek,
bari çekilipte kuytu köşeye,
karanlık ruhuma aydınlık gerek,
hep hayalle yaşadım durdum,
sükun etti beynim,karardı gözüm,
..
Şimdi olmalıydın yanımda
Gecem karanlık
Cigaram ikiyüzlü..
Aklımda hükümsüz fikirler
Gidebilir miyim
Arkamda bırakmadan hicbir şeyi
Şarabım az
..
Şirkin çeşmeleri akıyor pek gür
Mü’min kuşatılmışken olurmu özgür?
Zülümler son bulsa olsa gönlüm hür
Karanlık sonrası şafak olunca...
Ta Ashab’dan beri değişmez çile
Mazlum gönüllerde gelmiştir dile
..
Arama ben bu karanlıkta,
Karanlıkta,ne sen ne de ben varım.
Bütün karanlıklar karanlıklar içinde,
Ne sen beni bulabilirisin,ne de ben seni,
Her yer karanlık karanlıklar içinde,
Kendi içindede karanlık karanlıktasın.
..
Sana sevgilim dediğim gün bitmişim
Ay karanlık gece hüsran üstümde
Yağmur değil taş yağıyor gönlüme
Ay karanlık gece hüsran üstümde
Bak bir ceylan su içiyor pınardan,
Pınar bulandı, su bulandı gördün mü.
Gözyaşlarım sel oluyor gönlümde
..
Karanlığa bürünmüş sessiz geceler.
Mum ışığında yazdığımız anlamsız şiirler
Mum ışığında yediğimiz akşam yemeği
Ve ardından yorganı kendimize sarıp yattığımız geceler.
Arkasında çok şeyi örten karanlık geceler.
Sırları,ikiyüzlülüğü ve iftiraları örten
..
Ve bitecek gündüzler.
Karanlık saracak etrafı,
Ve karşımda sen, duracaksın!
Karanlık dünyaların kadını.
..
Bazen insanoğlu karanlık tarafından o kadar korkar ki
Işığı ararken asıl karanlık tarafına esir olur...
..
Karanlık her tarafı kaplamıştı,
Sema siyahtı, yıldız ışığı vardı.
Işıklar uzaktı, içimde kaldılar.
Yüreğimi, karanlıkta bıraktılar.
Hasretim ışığa, yalnızca umuda,
Bir kapı açılmıyor, gönül ufkuma,
..
Hasretim tütüyor gitsem sevdama,
Koştum, Ay karanlık yol vermez bana.
Darıldım ben sevgi dolu dünyama,
Düştüm, Ay karanlık el vermez bana.
Bakışını özler, yanar yüreğim,
Sevdamla kalbine aşkı öreyim,
..
Senin bir an bakışın hayat verir ömrüme
Her karanlık gecemin nur kaynağı gibisin
Mehtap solsa büsbütün, sen doğarsın gönlüme
Her karanlık gecemin nur kaynağı gibisin.
..
Ben ortada dört bir yanımda sevenler
İyi gün kötü gün dostlarımla ile beraber
Sevenlerim gözü yaşlı üzgün ağlamaklı
Riyakarlar arkamdan üzgünmüş gibi
Uğurluyorlar beni son yolculuğuma
Dünyam Karanlık boş, Kabir Karanlık hoş
Dönmek yok bu yolun sonundan nafile
..
Karanlık çöker uykumun derinliklerine
Bir şamar gibi iner karabasan
Sonra bir ışık göz kırpar
Aydınlatır gitmemi istediği yolu.
Akıl oyunu vardır ikisi arasında,
Piyonu önce karanlık ileri sürer
..