gözlerimi kapatıyorum karanlık açıyorum karanlık.
perdelermi engelliyor ışığı
yoksa gerçekten ışık yokmu oldu.
saat evet saat yok oda yalan söylemiyor.
gerçekten karanlık.
ama ışık olmalı
güneş olmalı.
..
Güneş hep doğudan doğar
Ama nedense doğu hep karanlık
Cıvıl, cıvıl insanlar sanki yaşamıyor
Bilinmez nedendir doğu hep karanlık
Aradım bulamadım gönülden sevenleri
Kimseye soramadım kaybolan gençliğimi
Bir tutam ışıktır yaşamanın bedeli
..
Ey! durulmuş bulanık su
Ey! dibe vurmuş olanlar
Ey! hâlâ puslu gören balıklar
Ey! karanlık ininden çıkmayan bilge
Ve ey! kendini sığ maceralara atan
Küçük yürekler
..
Yine karanlık çöktü
Yalnızlığım belirdi
Yine karanlık çöktü
Bir güzel akla düştü
Üstüme sindi dertler
Usta nerde mezeler
..
Gece karanlık;
gündüz neden karanlık..
Bir ışık vardı aydınlatan;
şimdi o da hepten karanlık! ..
..
Gecelerim zifiri karanlık, martılarıma yükledim kederlerimi kanat çırptıkça bulutlarda mavileri getirir belki, belki açar gönlümdeki o zifiri karanlık. Aydınlıklara ulaşır gönlüm. Anlatması zor, anlaması hepten zor anlatılabilinir mi onu da bilmiyorum. Evin ışıklarını görüyorum yoldan geçerken sarı beyaz. İçime hepten hüzün çöküyor. Uzaklardayım senden, yüreğinden hepten uzaklardayım. Seni düşündükçe içimi keder kaplıyor. Gözlerini düşünüyorum, gülüşünü beyaz dişlerini. Bakışını görüyorum karanlıklarda seviştiğimiz zamanlardaki. Öyle yumuşaktı ki sesin öyle güzeldi ki her şey. Yenildim. Yeldeğirmenleriyle savaşamadım, anlamsız sevdalarla. Yetmedi yüreğim. Sevdiremedim kendimi sana. Sarılışının benden uzaklarda olduğunu bilseydim, bilseydim başkalarını taşıdığımı, dokunmazdı o zaman ellerim sana, sevmezdi yüreğim bu denli ve ben deli divane olmazdım böyle sensiz zamanlarımda.
..
Anı yaşamalıyız bu uzunluğunu bilmediğimiz dar yolda.O kadar az seçenek var ki aslında bu fani dünyada.Girdiğimiz o karanlık sapaklarda ne çok ışık var gözümdeki perdeyi kaldırdığımda.Baktığım yıldızsız gece de gökyüzü, ben yüz tutmuşum günyüzünü görmeye gecenin asil karanlığını görmek ne haddime.Unutmuşum gerçekten yaşamayı bu sahtelikte, kuklalığın empoze edildiği bu karanlık gezegende sıkışmışım geçmişime.
..
Bazen satırlarca yazmak istiyor ellerim! Doyamıyorum sana,anlatmak istedikçe büyüyor büyüyorsun...Titrek ellerimde cansız bir resim oldun hep.Bundan öteye gidemedi sevda masalım...Ne bir adım öteye, ne bir adım geriye...Yaşamda belli çizgiler var çizilince iz bırakan...Bir çizgi çizdin ucu bucağı yok.Şunu bilmelisin ki aşka hudut çizilmiyor gönül şiirim çizilmiyor...Gece lambalar aydınlatır karanlık sokakları,güzdüzleri de güneş...Değilmi ki hep bir aydınlıktır aradığımız karanlıklar içinde,işte karanlık çöktükçe inan özlemin çörekleniyor gönlümün uçsuz bucaksız kimsesizliğine... SiiR_AdAM
..
Bu gece karanlık odamda
Eski bir resmin tam karşımda
Doymuyor ruhum
Senin sesini duymadıkça
Bu gece karanlık odamda
Resmin çare değil ki yanlızlığıma
..
Yağmur yağıyordu ıssız ve karanlık sokaklara,
Elimde sigaram kalbimde sevdam,
İsminin dudaklarım,
Sevdamı arıyordum ıssız ve karanlık sokaklarda.
İliklerime kadar ıslandım yağan yağmurda,
Sabaha kadar aradım bir sokakları
..
Denizler kapakara renge bürünmüş
Göklermi karadı benmi görmedim
En azgın dalgalar sesimi yutmuş
Karanlık ruhumu yaktı bilmedim
Kör zindanlar gibi korkunç karanlık
Fikrimin tutulub bağlandığı an
..
-Dedim ki: Dünya neden böyle karanlık, ışıkları kim söndürdü?
-Dedi ki: Karanlık olmadan aydınlık olmaz, geceler gündüzlerin habercisidir...
..
Soğuk olur sokağınızda geceler
Bunu bir ben bilirim birde karanlık sokaklar
Ayazı her nefeste titretir adamı
Bunu bir ben bilirim bir de karanlık sokaklar
Estikçe götürür benden çok şeyler rüzgar
Kar yağdırır başıma gençliğimi yakar
..
Karanlık geleceğe karanlık gecelere
Bir ışık doğdu ay ışığı
Karanlık türkiyeye karanlık güçlere
Bir ışık doğdu güneş ışığı
Kranlık dünyaya karanlık milletlere
Bir ışık doğdu nur ışığı
Ezilen nesillere padışahlara vezirlere
..
Sen olmadan yanımda olmuyor günüm aydın
Sendin gözümde ışık, sensiz dünyam karanlık
Ne olurdu kalsaydın, keşke ayrılmasaydın
Sendin gözümde ışık, sensiz dünyam karanlık
Kanatları kırılmış bir kuştan farkım mı var
Bu gönül yarasını senden başka kim sarar
..
Birden uzak bir yerime karanlık iner;
kaybolur çiçekleriyle açıkta kırda;
sevinç kuşları ürküp kuytulara siner,
her şey diner; karanlık ürer yavaş yavaş;
seslenirim, bulamaz beni, aranır da;
çepçevre, bakarım, yükselir duvar; taş taş.
..
Yine yalnızlık düşmüştü payına.kimi zaman suskun,kimi zaman da çaresizdi.karanlık gecelerde elinde çayıyla yıldızlara bakmayı,onlarla hayal dünyasına dalmayı çok severdi.yıldızlara bakarken kendini kalabalık bir aile gibi hissederdi.ama şimdi yapayalnızdı.zamanında ona huzur veren,hayal kurduran karanlık gece şimdi düşmanıydı.sevmiyordu artık karanlık geceleri ve tavşankanı çayı.
Çay; her yudumda boğazına düğümleniyor,boğulacakmış gibi oluyordu.artık acıydı da tadı.eskisi gibi demliyordu,eskisi kadar atıyordu şekerini,ama acıydı işte…zaten hayatta acı değil miydi onun için.sonbaharda çırılçıplak kalan bir ağaç gibiydi.kimsesiz, yapayalnız.
Bir sabah erken kalktı ve dışarı çıktı.bir şeylerden kaçar gibiydi.etrafında silik gölgesinden başka kimseler yoktu.bir insan ya da bir köpek değildi onu kovalayan,ama o kaçıyordu.o her düşmandan farklı olan yalnızlıktan kaçıyordu.koştu koştu ve sonra bir sahil kenarında durdu.’’kurtuldum’’ diyordu kendi kendine.uzandı kumsala uyuya kaldı.bir sesle uyandı.dalgaların sesiydi onu yorgun rüyadan uyandıran.bir sağa bir sola baktı.şaşkındı.gece çökmüştü ve anladı yalnızlıktan kurtulamamış olduğunu.sonra karnından gelen isyan seslerine kulak verdi.çantasına elini attı küçük bir termos, cam bir bardak ve iki şeker çıkardı.zaman geçirmeden bir bardak çay doldurdu.bir çaya bir gökyüzüne bir gökyüzüne bir çaya baktı sonra hıçkıra hıçkıra ağladı.bir süre sonra çayın sıcaklığını hissetti teninde.irkildi ne olduğunu anlayamadı.saniyeler sonra fark etti çayın üzerine döküldüğünü.bir çaya bir gökyüzüne bir gökyüzüne bir çaya baktı.ne kadar da birbirine benziyordu.çayda gökyüzü gibi karanlıktı.ikisinin de ışıltısı vardı.birininki şeker diğerininki yıldızlardı.
O gece bütün nesneleri,yaşanmakta olan bütün duyguları çaya benzetmekteydi.hiç bitmeyen yalnızlığı da çay gibiydi.acı ve koyu.bir an çay bitince yalnızlıkta biter diye düşündü.sonra etrafına baktı,üzerinde yalnızlık yazılı binlerce bardak ve yudumlanacak binlerce çay gördü.anladı ki yalnızlık, her sonun başlangıcıydı.
..
Ağlamak neye yarar biraz da gül bahtına
Bakarsan göreceksin karanlık değil gece
Sabırla neler olur,mutluluğun tahtına
Çıkarsan göreceksin karanlık değil gece
Hangi gün bahar gelir bu hasretle bedene
El sallamak çok mu zor bırakıp da gidene
..
Karanlık,karanlık her yer zifiri karanlık
mutluluk denilen şey,anladımki bir anlık
ben bir küçük bardağım,ömür ise çaydanlık
yeter sıkma belimi,bırak artık gerdanlık.
anladım gidiyorum,ecelim geldi artık
birazdan uzanırım,göz açık,dili sarkık
..
bugün benim düşünçelerim bambaşkaydı öyle derindi ki kendimi kocaman bir kuyudaymışım gibi hissetiyordum. o kadar derindi ki, düşünçelerim ve hayellerim ben çok büyük düşünçelerin altına giriyordum. taki düşünçelerim ve hayellerim gerçekleşene kadar, biliyordum gerçekleşmiçek fakındaydım benim güneşim sanki yoktu. ve varsa bile sarı değildi, rengine karanlık düşmüştü içime vede düşlerimde karanlık vardı. ben ise onu aydınlığa çevirmeye çalışıyordum, ben düşlerimde aradım güneşimi ve rengini.
..