Ben karanlık bir adamım kendini aydınlatamayan.
Kanayan yerlerimi sar diyorsun uçuklu dudaklarınla.
Karanlık bir adamım saçlarını taramayan.
Yaşlı bir sonbaharım yaprakları dökülmüş. Çocukluğumda bıraktım uçurtmalarımı, horoz şekerimi. Tenha sokaklarda geziyorum, yanıp sönen sokak lambası gibi ürkütücüyüm. Yaklaşma bana, sana da bulaşır damarlarımda dolaşan.
Ben aşk yoksuluyum, kirlettiğim tenlerle karşılaşıyorum sokakta, tükürüyorum yüzüme. Ellerimde kan, yüzümde eskiden kalma bir çizgi. Sevmeden seviştiğim kadınlar, nede çoklar. Nede çok utançlarım. Ben aşk yoksuluyum.
..
On ikidir Isparta'nın dermeni
Dermencisi Urum değil Ermeni
Ya kendisi ya kellesi gelmeli
Ay karanlık gecelerde vurdular beni
Yarin al yazmasına sardılar beni
..
Gökyüzüne bakmak, ama nereye kadar?
Bağrındadır hayatın tüm anlamlılığı,
Derinliklerinde saklıdır yaşamın sırları.
Ay, yıldızlar, karanlık..
..
HASRETİM
Bir ışık ol karanlık gecelerime
Beni yalnız bırakma ne olur
Karanlıktan bıktım ışık istiyorum
Aydınlık bir ışık
..
Karanlık tanımısız, karanlık hiç ışıksız
Karanlık elsiz,kolsuz,
İyiyim coksunuz,
ne zaman istedim. yoksunuz..
artık pusulam da yorgun
karanlık yol-suz
arkamı dönüp yürüsem kim dikizler ahmakça?
..
Bu gece karanlığı dinliyorum
Karanlık sabahın olmasına çok var diyor
Aslında karanlık ve ben artık iki candan dost
İrkilmeden sarılıyorum
Sen ne istiyorsun demiyor
Niye istiyorsun demiyor
O da beni dinliyor
..
Dört duvar içinde çocuklar.
Güneş görmeyen yüzünü
Gördüğü bir halı ve çıplak duvar.
Karanlık odalarda kapı aralığındaki çocuklar.
Habersiz sesiz kimsesiz uykudan.
Rüyasında okşanan o kınalı saçlar.
..
Üstüme yalnızlık sisi çökmüş,uzun karanlık bir yolda ilerliyorum...
Dudağımda sevgi sözleri mırıldanıyorum
Sanki benim yalnızlığımı paylaşmak isteyen yağmur
Uzun karanlık caddeyi ıslatıyor...Ağlıyorum!
Yuvasını kaybetmiş küçük masum bir kuş kadar yalnızım
SENİ ÇOK SEVİYORUM!
Ellerim soğuktan kaskatı kesilmiş
..
Yanmıyor, içimin yolları karanlık
Lambalarım sönük, gözlerim fersiz.
Edepsiz bir candayım, ah yarsız
Zamanda savrulan nice olur, nice
Dalsız, rüzgârda kayıp bir yaprağım.
Çekilir bahar duvarların yüzünden
..
Anneme...
İlk ağladığımda olan yanımda
Son sustuğumda bile olacak aklımda
Taşıyorum onu içimde, hatta kanımda
Sensin o ta derinde canımda...
..
Akşamlar sırdaşım benim, yinede dostum geceler diyorum.
Bakmayın gündüzleri güldüğüme, akşama kavuşayım istiyorum.
İçim hep karanlık, bir kez olsun içimdeki o duygu mumlarını,
Bir kez olsun geceler olmadan seninle, birlikte yakmak istiyorum…
Dost bilirdim yüzüme gülen herkesi sensiz o zamanlar da,
..
Vakt-i akşam hüzün perdesi dalgalanır sessizlikte.Örter mehtabı,ay'ı..Islıklarken geceyi Züleyha'nın aşkı,ar gelir Yusuf'a artık sabrı..Ey hüznün perdesi yırtıl ki aydınlığa ulaşsın karanlık...Asyacan.......
..
dönüşüyor bak yanan her bir perde,
ağaçsız üryan
karanlık karanlık uzak bir yerde
iki adam durdu ölü analarına bakarlar.
yine mi gölgelendik böyle perde perde
ellerimiz geçişir
..
Unuttun mu peki unuttuğunu?
Büyük bir kısmı çürümüş şu kalbimin sağlam kalan parçasını da yüklendi topal bir karınca dişleri arasına. Ulaşır mı dersin?
Neden geldin? Sorularıma verecek cevabın yoksa neden geldin sorunlarımın sorulara bakan kıyısına?
Bak ellerime. İyice yaklaşta öyle bak. Orada ki karanlık nokta bir ben. Kader çizgisinin sonunda ki işte. Karanlık bir anıdan ibaret olan kadersiz bir ben. Bak gördün mü?
..
Her adım biraz daha titretiyor içimi
Menzile yaklaştığımı hissettiğim anda
Mutluluk meclisinde kaybetmişim seçimi
Beklerken gizemli karanlığın uğultusunda
Her adımda kalbim bir başka çarpıyor
Yürürken bu soğuk karanlık sokakta
Her hüzün yaşam çemberimi daraltıyor
..
Geldi geçti ömrümüz dünyadan bihaber.
Bazısı var ki ot gibi sevdadan bihaber.
Sevda var yürekte Karacadağ gibi inan,
Deli gönül öyle sever ki riyadan bihaber.
Derd ü gam gıda mıdır aşk sarhoşuna?
Hep elem, hep keder, safadan bihaber.
Usandım karanlık aşk, karanlık sevdadan
..
Geceyi gündüze bağlayan
Yaşamı ölüme,dipsiz bir kuyu gibi karanlık,
İçinde ne olduğu bilinmeyen ne çıkacağı sonu hep karanlık gibi,
Sağın solun duvar dokunduğunda hissettiğini anlamayan soğuk gri duvarlar,
Neden varsınız ruhunuzu istiyorum,
İçindeki o sıcak sıvıyı yaşam için içimi ısıtın,
Dokundukça yumuşayan renklenen baktıkça dibine ışığı görmek istiyorum,
..
Işıksız bir tüneldeyim sanki,
Önümü görmeden yürüdüğüm bu yolda,
Sağıma baksam karanlık,soluma baksam karanlık,
Nereye gittiğimi bilmeden bir okadar çaresiz.
Yazın olmadığı yerde,kutuptayım sanki,
Heryer bembeyaz ve donuk,
..
Yine akşam oldu,çöktü karanlık üzerimize,
Sevmiyorum bu karanlık geceleri,
Sevmiyorum anlamsız geceyi,
Yüreğime sanki bir kor düşüyor,eriyorumm;
Tükniyorum paramparça oluyorum,
İlmik, ilmik dağılırcasına …….
..
İster bu gün ister yarını bekle
Saltanattan hevesini, alda git
Sayende girdim akıl almaz şekle
Kaldır yüklen enkazımı, alda git
Rüzgarınla gönül dağım sallandı
Bağrımdaki ateş söndü küllendi
..