içi sen idin
dışı karanlık
içmezsen zehiri
zindan karanlık
dışında ben
içinde zemzem
kuyu karanlık
..
ELLER UZANIYOR
ELLERE KARANLIK DOLUYOR
BU KADAR KARANLIK
KİMDEN YÜZ BULUYOR...
GÖZLER BAKINIYOR
GÖZLERE KARANLIK DOLUYOR
..
Yorgun düştüm, gece koynuna aldı.
Beni ateşlere,yangına saldı.
Her şeyimi koparıp benden çaldı.
Karanlık geceden şikayetim var.
Karanlık gecede ben hep ağladım,
Irmak ırmak sel olup,ben hep çağladım.
..
İki oda düşün,birbirine bitişik aradaki küçük kapı ile irtibatlı...Bu iki odadan biri karanlık,diğeri ise aydınlık(lambası yanıyor) ve bir kelebek ile yarasa düşün.Yarasayı bıraksan bu odalardan birine; o gittiği odayı bilmez ve zaten onun bir önemide yokturdur.Çünkü yarasaların gözleri iyi seçemez.Ha aydınlık oda ha karanlık oda.Ama kelebeği hangi odaya bırakırsan bırak o hep aydınlık odaya geçecektir çünkü onun gözleri görmektedir.
İşte bilim,cehalet,bilim insanı(aydın,okumuş insan) ve cahil insanın durumu yukarıdaki gibidir.
Bilim aslında aydınlık oda gibidir,kelebeği yani bilim insanını kendine çeker.Karanlık oda ise cehalettir ve ona daha çok yarasalar girer.Gerçi yarasalar aydınlık odaya da girerler ama o odanın aydınlık oda(bilim,bilgi) olup olmadığını bilmezler.Gerçi kelebekler karanlık odaya da girerler ama onlar aydınlığın ne demek olduğunu bildikleri için karanlıkta fazla kalmaz hemen aydınlığa,bilime,bilgiye yönelirler...
18.10.2007-Sivas-Yenidoğan
..
Daha dün çocuktum.Sevginin verdiği acıyı o kadar çok hissetmiyordum.Her geçen gün benimle beraber sevgimde büyüdü,verdiği acıyı daha çok hissettirmeye başladı.Peşinden yalnızlığa sürükledi beni.Elleriyle karanlık bir odaya hapsetti.Sırf bana acısını hissettirmek için,bazı zaman yemeğimi ve suyumu kesti.Yetmezmiş gibi sensizlikle delirtti beni.Kimi zaman oyun oynadı,kimi zaman ağır bir tokat attı.Gecelerce usanmadan,bıkmadan ağlattı.Banaköle muamelesi yaptı,köleymişim gibi her istediğini yaptırdı.Her geçen sene yeni bir işgence çeşiti yarattı.Bunları bana yapanın adı da,o çok güzel denen aşktı.Yüreğimi avuçları arasına alıp,hiç acımadan ezdi.Evet; Aşk iyiydi,sevdiğin yanında olunca,güzeldi.Hiç düşünmediler tek taraflı olunca aşk neydi? Kötü mü? Yoksa iyi mi? Bence aşk,yalnızlık ve işkenceydi.Karanlık bir odada sevdiğini beklemekti.Cevap ver artık çağrılarıma.Ellerini uzat bana,gelde ışık ol karanlık dünyama...
..
İnsanlıktan nasibini almayan
Çağdaşlığın kıymetini bilmeyen
Bilim ile ileriyi görmeyen
Vicdanı karanlık ruhu karanlık
Sıvazlarsa mollalar ak sakalı
Dolarlara dört göz ile bakalı
..
Aydınlık, yok olur gözlerden, karanlığa bırakır yerini.
Kaplar her yeri karanlık, aklını, gözünü, derini...
Gözünü kapat ve seyret, ne göreceksin bir anlık,
Ne boyanır, ne çizilir, hala taze karanlık.
Karanlık: Kimine göre zindan, kimine göre hürriyet,
Kimine göre korku, kimine göre emniyet...
Karanlık, tutsağı özgür yapar, özgürü tutsak,
..
Karanlık bulutlar,
Ay karanlık,
Gün karanlık,
Güneş karanlık,
Yok yok
Herşey yerli yerinde,
Herşey rengarenk,
..
Yaşamayan ne bilir;
Karanlık gecelerde rüyalar korkulu.
Duymayan ne bilir;
Karanlık sözlerde sesler sorgulu.
Bakmayan ne bilir;
Karanlık yüzlerde ifadeler kurgulu.
Gitmeyen ne bilir;
..
ölüme kokmuş karasına bulanmış
rengine inat gökyüzünden karanlık
duvar dibinde garibanca oturmuş
ağlarca bulmuş gökyüzünden karanlık
hüzne ay doğmuş yıldıza kan ağlamış
yüreği dolmuş gökyüzünden karanlık
..
Karanlık, neden dostudur en yaralı olanın?
Ve gece, neden karanlığa çok yakındır?
Kimse sarmazda seni, kollarını açan kimdir?
Susarda insan, onu sustuğuyla kabul eden bu gece midir?
Gece biterde, karanlık mı başlar?
Yoksa karanlık mı gecedir?
Bu bir soru mudur?
..
Hasret yagmurlariyla islanan,
Bir gecenin tam ortasindayim...
Yol karanlik,
Sokak karanlik,
Gece karanlik...
..
Bir cuma akşamı dönüyordum eve; bilemezdim bunun cuma akşamıyla son buluşmam olduğunu.Işıklar kapanmış ve sessizdi sokağın evleri...Kapıyı açmamla tanışmıştım karşımda bekleyen üç silahın merhabasıyla,teslim ol diye sesleniyordu bir ses düşüncelerime ve tek bir kurşun değdi sol ciğerimin üstüne.Kan oldu düşüncelerimin gözyaşı akmaya başladı ahşap zemine.Ağlayan Meryem'im daha fazla dayanamadı ve kapaklandı üzerime ve peşine bir kurşun daha...Belki bana değmemişti ama saplanmıştı yüreğime.Gözbebekleri kocaman oldu Meryemim'in,dağıldı son heceler buluşamadan dilinde.İşte orada buluşmuştu aslında son nefeslerimiz.Bir polis arabasının bagajında taşıdılar bizi hastaneye,boştu yollar; meğer darbe olmuş düşünceye.Bir kitap vardı hem okuyup hem de hayata dair kısa kısa notlar aldığım,ölen yazarından çıkaramadıkları acılarını bizden çıkarmaya gelmişler,talan etmişler odaları ve birkaç kitap yüzünden karanlık hücrelere kilitlemişler.Peki ya nasıldı Meryem'im,neredeydi şimdi? Hastanede olduğunu söylemişlerdi; oysa Meryem'im son nefesini karnında taşıdığı diğer canla birlikte ahşap zeminde vermişti.Benimse kanıyordu yüreğim,düşüncelerimin rengi damlıyordu sol ciğerimden.Tek kişilik karanlık bir hücre; sırayla gelip gidenler,demir kapıda yankılanan tehditler,falakalar,devamında göğüs kafesimin üstünde kırılan ıslak sopalar ve ayrılıyordu et tırnaktan...Can gitmişti oysa iki can birden,sadece düşünce özgürlüğü yüzünden; çok muydu sanki et tırnağa veda etmiş,kan tabanlarıma siper çekmiş? Kim durdurabilirdi ki bu acıyla daha da büyüyen,filizlenip tomurcuk açan düşüncelerimi? Bir damla su dediğimde yüzüme tükürenler kendi kanlarında boğulurken girecek toprak bulamadılar memleketin koynunda ve ne mezarları oldu ne de ziyaretçileri.Tarihin karanlık yüzüydü işkencede can verenler,bense ufak bir ışık o bedenlere...
Son nefesimiz birleşiyordu düşüncelerimizde,son nefes kadar sıcak bir o kadar hazin kazınıyordu beyinlere.Ve sen yeni nesil; soluduğun havanın kıymetini bil,çünkü bizim son nefeslerimizi çekiyorsun ciğerlerine...
..
Odamdayım,uzanıyorum,yatağımda
Bir elimde kalem ve gözlerim karanlıkta
Karanlığa gözlerim mutlu ve boş bakıyor
Zaten benim halimden bir karanlık anlıyor.
Karanlık,karanlık,biraz daha karanlık.
Karanlık geceleri istiyorum.
..
kadının güzleri
karanlık bir gecedir kadımın güzleri
baldan tatlıdır süzleri
baldan aladır üzlleri
karanlık bir gecedir kadımın güzleri
karanlık bir gecedir kadımın güzleri
..
Paşa, Alman komşunun sinirli köpeklerine kızıp uzun uzun havlıyor. Saldırmak sakin mizacına pek uygun değil ama becerebilse ikisini birden paramparça etmek ister, biliyorum. Hırıltılarını dinlerken vahşetinin farkında olan bir varlığın –hayvan bile olsa- kendisini dizginleyebildiğini hissedebiliyorum. Arkadaşım mutfakta yemek hazırlıyor. Verandadaki yaşlı bademin altında oturup camın arkasında hareket eden gölgesini izliyorum. Şiddeti sevmem ama yemek yaparken o zevkli uğraşın tabiatıyla hiç örtüşmeyen ‘sapıkça’ düşüncelere kapılırım bazen. Özellikle o şehvetli, kesici aletleri kullanırken. O sırada onun aklından geçenleri de merak ediyorum.
Biber ağacının minik pembe toplu çiçekleriyle toprağa sarkan tüyümsü dalları, denizden esen rüzgârla hafifçe salınıyor. Uzaktan cılız bir fener ışığı gibi görünen köy evlerinden bostanlara yayılan köpek ulumalarını da işitebiliyorum. Hayatın o kadar da sevecen olmadığını hatırlatmak ister gibi acıyla bağırıyorlar. Sürekli seyahat eden Amerikalı, dünya aniden durmuş gibi hamağa uzanmış donuk bakışlarıyla parlak dolunayı seyrediyor. Onu esir alan duygu parçacıklarını da görebilmek istiyorum. O sırada hepimizin içindeki o karanlık dehlizleri düşünüyorum. Sessiz ormanın insanı yalnızlaştıran koyuluğu geceyi büsbütün ağırlaştırmış sanki. Belki yanıma aldığım o çarpıcı romanın ürkütücü etkisinden kurtulamadığım için hep o huzursuz ressamı düşünüyorum. Juan Pablo Castel’i...
Aynı zamanda fizikçiydi...
..
Sensiz gece gözüme uyku girmez,
Karanlık çöker geceyle üstüme.
Gözlerim senden başkasını görmez,
Karanlık çöker geceyle üstüme.
Düşünürüm durmadan yüzüm gülmez,
Seherin vakti olur güneş gelmez.
..
Dertler ile zaman geçmek bilmiyor,
Üstüme çöktü karanlık geceler.
Yalnız oturmakla sabah olmuyor,
Üstüme çöktü karanlık geceler.
Kuşlar bile havalanıp uçmuyor,
Gece karanlığı beni açmıyor.
..
Az önce güneş battı
Bizi karanlığa boğarcasına...
Gündüz de bile karanlık
Karanlık ruhumuza işlercesine...
Bu asır hep karanlık
..
Geceyi aydınlatacak güzeli arar iki gözüm.
Sevgi, saygı,aşk,güzellik,hoşgörü… sözüm.
Karanlık dünyamı aydınlatmak tek çözüm.
Karanlık dünyam acaba nasıl aydınlanır?
Bunun için gece gökyüzüne döner yüzüm.
Hep tümseklerle doldu, kalmadı ki düzüm.
..