Geçen düşlerin ardına bırakılan hayal kırıklıklarının üzerine serptiğim gül yaprakları,
Soldu düştüğümde hançer hışmının kanayan gülümsemelerine…
Dağılan sarhoşluk mahzeninin loş ışıklarındaki kelebeklerin ölüm fermanının kâtibi,
Kararmış perdelere yazmış çaresizce atan yüreğimin sözlerini.
Gün doğmaya çalışır, rüzgârın dağıttığı karanlıkların ardından bir umut,
Güneş sabırsızca atıyor dağların ardına kırılmış ışıklarını,
Salınan tren raylarında ezilen hiçliğin ağıtlarını dudaklarımda tutup,
Yansın bedenim diyorum, gittikten sonra yalnızlığa doğru yavaşça, korkup.
Yıldızlar üşümeye başlamış ay ışığı ürpertirken geceyi,
Rüyalara kâbuslar çökmüş, sessiz soluksuz bağıramıyor bir heceyi,
Bedenim bedevi olmuş seller içinde ya da bir serap,
Cehennem aleviyim yaktığım ruhsuz gölgelerin son bedeni.
Alay eden cesetlerin bırakılmışlığındaki ben, cesaretin adıyım,
Adım zafer, her gecenin bitmeyen karanlığındayım,
Kazandığımı sanıyorum yaktıkça, çaresizce, sevdanın ateşi
Şimdi küçük kedilerin yalnızlığıyla, kaldırımlardayım…
Kayıt Tarihi : 10.2.2009 10:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!