Hasan'ım burası berbat garabet
Sökülmüş yerinden kuduz adalet
Dişliyor vampirler, kokuyor çiğ et
Aklımı başımdan almış bu gizler
Taşa vursam taşı keser, bu eller
Ağaran gün, kepçe kepçe bin keder
Geceler toz duman, ne tuhaf bir yer
Derinden geliyor sükûtsuz izler
Açıl gözüm; görsem ölümlük yol mu?
Kara mı, yanlış mı, ak mı, doğru mu?
Ne diye geldim ben buraya acep,
Ruh firar etmiş, yok, insanca edep,
Hayatı kaldır at; hayayı tut serp!
Sararmış bozkırda biter mi bilmem?
Yan dünya, bir horum otundan dermem.
Menfaat kol gezer, kalpler karamsar
Katıklaşmış beyinlerde hep kin var.
Bu tılsım burada bizi de bozar
Yol yorgun, göz solgun bir iz olmalı
Bir an evvel yurda sağlam varmalı
Etten püftan insan çıktı karşıma
Gördüğüme kızdım, vurdum başıma
Sakladım onuru, sardım koynuma
Tutmuş beni felek, nasibim tabut,
Yarıl kara toprak hemen beni yut!
Köpük köpük hasret olmuş katil eş
Yazgım duman olmuş, gör mavi kardeş
Seril sen yoluma utanma güneş
Taşır mı yük? Doğ kudretlik başımda
Nöbet tutan yurt sevdası karşımda!
Benden çok ötede gördüğüm uzak
Mesafeler bükük, duygular tuzak
Bunalmış dert beni çeki ver, bırak
Sinem örselendi, dar haller benim
Tanrım sen sabır ver, sönük haldeyim
Şu cılız can havlim ruhumdan kopmuş,
Ruhumu şekilden şekile sokmuş
Hüsran iplik iplik dolanmış durmuş
Bu bende ki azap, zakkum çeşmesi
Tası derin, gülmez sabır memesi!
Hoyrat bir rüzgarmış garip gözyaşı,
Ağlar zindan gibi küflü her taşı,
Öfkem bir yelpaze kabir naaşı
Doğmuşum, ey ölüm sen tut ve yok et!
Sırtımda bir kambur soysuz sefalet.
El aç gönül harcım yüz üstü sürün,
Yönümde özlem var, Tanrıya görün
Kopmuş ezel dünden ebedsiz bir gün
Yaşamak; çaresiz, çanaksız gözsün
Sus, yol ver karşımda yollar görünsün!
17 Mayıs 2007
Kazakistan- Aktau
Kayıt Tarihi : 18.1.2018 23:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!