-I-
Bir köşesinden tutulmuş gibi yarı gecede
kopuk bir damar gibi vuruyor,
yalnızlığın, denizsizliğin, taş çağının yarası.
Savruk bir uykunun sarmaş dolaş yaşamasıdır,
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Devamını Oku
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.




başarılı..
Karanlıktan hangimiz yaşamımızın bir döneminde korkmamışızdır ki? Çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dozları ve tezahürleri farklı olsa da, bazen farklı karanlıklardan söz edilse de, karanlığın özü, usumuza düşürdükleri çokça aynı şeyler olmaz mı? Zamanını aşan bir uzgörüyü yaşayan ve yaşatan dizelerle ayrıksı bir şiirdi, günceldi. Kutluyorum saygıdeğer şairi.
'nazını rüzgâra yazdım ey küheylân /
kalk gidelim haydi /
boşa bu isyan! /
gece gündüz /
olur olmaz /
zamansız bir hıçkırık gibi /
deniz kıyısına gidelim sonra /
ikinci yüzüne hayatın.../...' (N.Erlaçin)
Değerli şairimize saygıyla...
Şair kah karanlık sokaklarda kah aydınlık sokaklarda dolaşıp durmuş, bir şeyler aramış ama sanırım kendiside ne aradığindan pek emin değil gibi.
Yolculuk en doğal olandır.
Oysa denizlerdir en yakın kavgalara,
kaçılmadan karmaşık bir evrenin ardı sıra.
Atlardır: Cehennem, defneler ve kara
yavaş yavaş saklanır ardına.
Gelmediği izlerden acının çayırları
sürüp atar balıkları, yengeçleri, çakıl taşlarını,
bir tan yeri saklamış gibi günlerin yarışında.
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta