bir çocuk belirdi karanlığın tam ortasında,
yürüdü çocuk ürkek adımlarla
yanıbaşında çığlık
ve ötesinde siyam kedisi.
dağnıktı saçları
karanlığa inat güneş kadar sarı.
bir okadar sıcaktı bakışları.
siyam kedisi dolandı ayaklarına
takılıp düştü çocuk
dilinde çığlık.
kan içinde kaldı karanlık, çığlık, siyam kedisi.
neydi bunun ötesi
ne vardı karanlığın tükendiği yerde
bunu ne karanlık biliyordu
ne siyam kedisi ne de çığlık.
doğruldu olduğu yerden çocuk
yürüdü, adımları küçük
yürüdükçe kayboldu karanlık
sonra kayboldu çığlık
yutuverdi çocuğu aydınlık
kamaştı çocuğun gözleri
siyan kedisini aradı ilkin
ne karanlık vardı yanında
ne siyam kedisi ne de çığlık
yapayalnızdı artık çocuk
etraf göz alabildiğine aydınlık
kalakalmıştı tek başına
bakındı şöyle bir etrafına
karanlığı aradı ilk
alışkın değildi bukadar ışığa
bir çığlık atmak istedi
sesi çıkmadı
siyam kedisinin gözleri parladı
yanıbaşındaki karanlığın ortasında
geri dönmek istedi, beceremedi
karardı gözleri çocuğun
çoktu bu kadar ışık
pişmandı artık
sordu kedine
neye yarardı görmeyen göze aydınlık
oysa gözlerini ilk açtığında
karanlığı görmüştü ilk
sonra siyam kedisini
en son çığlığı duymuştu
şimdi herşey susmuştu....
Kayıt Tarihi : 22.12.2005 20:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Suna Doğanay
TÜM YORUMLAR (2)