-En büyük karanlık, diktatörlerin,
yobazların, din tüccarlarının karanlığıdır.-
Ülkeye karanlık
Öyle birden,
Bir sözle, bir eylemle, bir nefesle...
Gelmez.
Gece yarıları
Ev ev, sokak sokak,
Semt semt, şehir şehir,
Bölge bölge memleket.
Gönüller, emekler, yürekler
Bağnazlığın elinde karalara boyanmış da
Karalara bağlanmış da
Semt semt, şehir şehir
Ev ev, sokak sokak
Gece yarıları.
Ülkeye karanlık
Öylesine
Hemen,
Hemencik,
Padişah
Olmaz.
Sararken gökyüzünü
Sararken kara kara dumanlar
Güneş tutulmuş da
Yıldızlar solmuş da
Ay kaybolmuş da
Sararken kara kara bulutlar
Sararken gökyüzünü.
Ülkeye karanlık
Öyle
Hemen
Üç beş ayda
Beş on yılda
Patron olamaz...
Kapılar sürgülü
Ayaklar prangalı
Bilekler kelepçeli
Urganlarla birbirlerine bağlanmış da...
Dil suskun, gözler kör, kulaklar sağır
Yaşıyoruz da...
Karanlık
Kahkahalarla mı bağlar elimizi ayağımızı
Ağlayarak, sızlayarak mı boğar duygularımızı?
Karanlık
Öyle aniden,
Göğsüne gere gere, boy göstere göstere
Bağıra çağıra mı gelir
Kafa atarak, kafa tutarak.
Toprak, ah toprak!
Üzerinde doğduğumuz, nefeslendiğimiz
Nice çileler çektiğimiz
Bir uçtan bir uca bakarak
Vakti zamanında
Emperyalizmin cehennemine isyan eylediğimiz toprak.
Ülkeye karanlık...
Örümcekler, yılanlar, çıyanlar
Sinmişler pusuda
Bir haltlar karıştırmışlar da
Memleket aydınlığından memnun olmamışlar da...
Ülkeye karanlık,
Öyle,
Aniden,
Güldür güldür
Hiç gelmez.
Zift gibi kapkaranlık
Şehrin ışıkları birden kesilmiş de
El yordamıyla yürünürmüş de
Gaz lambasını arar da, idare lambasına bakar da, mumları sorar da...
Da, da, da...
Da' lar karmaşasındayız
Ay yok, güneş yok, yıldız yok
Işıksız, bilimsiz, ahlaksız, vicdansız
Darbeler, darbeler, darbeler...
Bir ülkeye karanlık,
Öyle,
Aniden,
Aniden hiç mi hiç gelmez.
Bir ülkeye karanlık
Ülkenin ışıkları birer birer söndürülerek
Patlatılarak, bozularak
Hapishanelerde çürütülerek...
Bir yandan saçlarını savurarak
En görkemli saraylarda
En şaşalı aynalarda tarayarak...
Din maskeleri takarak, maskeler dağıtarak
Bir yandan sever gözüyle, bir yandan döver eliyle
Hizaya sokarak
Söverek sayarak
Muhalefeti susturarak, yandaşı paraya boğarak,
Sansürler, yasaklar,
Yalanlar, kumpaslar zirve.
Usul usul yayılmaya başlar.
Öyle bir başlar ki...
Kör duman...
Teker teker yürekler
Teker teker yerinden sökülür tertemiz yürekler.
Öyle bir an gelir ki
Gözler alışır, gönüller alışır, sözler alışır
Farkına varılmaz olup bitenin.
Gün gelir,
Sadece öyle yaşanılacağına inanılır her şeyin.
Gün gelir,
Gerçekten öyle olduğu sanılır iğneden ipliğe
Tepeden tırnağa
Gerçeğin.
Gün gelir
Sorgusuz sualsiz geçer
Her şeyden hoşnut
Sorgusuz sualsiz
Koca bir ömür.
Sanatçısı, yazarı, çizeni, okuyanı
Suskun.
Parayla pulla, malla mülkle
Zorla, zorbayla
İftirayla,
Tehditle,
Rüşvetle,
Bir kenarda oturulur yıllarca,
Etkisiz.
Bir kenarda oturtturulur,
Susturulmuş,
Sessiz sessiz.
Karanlık öyle
Damdan düşer gibi
Aniden
Paldır küldür gelmez.
Kıya kıya,
Parçalaya parçalaya
Korkuta korkuta,
Sindire sindire
Sustura sustura...
Avantalar vere vere
Kimini yalanla boğarak
Kimine yalan yutturularak, kimini aldatarak, kimini şahlandırarak
Usul usul
Her birimiz kendi öz yuvamızda tutsak
Ah şu uykulu hallerimiz
Yaşamaya mahkum oluruz güzelliğe hasret.
Ve keyifleri yerinde
Patlatırlar kamçıyı sözüm ona beyaz atlarına
Bağırırlar da bağırırlar.
Işıkları söndürülmüş
Upuzun
Önümüzde zifiri karanlık bir tünel,
Tünelde peşi sıra duvara toslayan atlılar,
Bağırırlar, bağırdıkça bağırırlar.
Aman aman amann
Yoksa birer birer Üsküdar'ı geçip,
Memleketi karanlığa boğarlar.
- İnsani olmayan davalara arka çıkmak
Amacımız ne olursa olsun bizlere düşmez.
Biz dediğimiz kimler?
Emek sömürüsüne
Emperyalist sömürüsüne,
Din sömürüsüne karşı gelenler,
İnsanca yaşanılan bir dünya özleyenler. -
Kayıt Tarihi : 27.4.2022 00:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!