. - - - / . - - - / . - - - / . - - -
Solarsın kirli renklerden, siyah bir ak mısın kâfir?
Akarsın kanlı göklerden, kızıl ırmak mısın kâfir?
Ufuk zindan olur senden, zaman mahkum, mekan mahkum
Çıkıp gitsen ya erkenden, esir-tutsak mısın kâfir?
Sarılmış âha yalnızlar, güler insâfa yıldızlar
Azâbından yürek sızlar, yakan revnak mısın kâfir?
Ne Mecnun’dan eser kalmış ne Leylâ’dan bir ilham var
Cihânın sevdadan üryan, çırılçıplak mısın kâfir?
Nazın hançer tutan hâin, gözün mızrak vuran şâhin
Nedir cismin senin, hançer misin, mızrak mısın kâfir?
Sesin isyan eder dertten, susar hicranlı hicranlı
Firâkın sonbahârından yağan sağnak mısın kâfir?
Cesâretten nasîbin yok, yüzün ürker ışıklardan
Nedendir titremen dâim, acep korkak mısın kâfir?
Gülün şebnem-dilin baykuş, için mâtem-dışın berduş
Elem her dem evin olmuş, çorak toprak mısın kâfir?
Mezarlıklar oyun bahçen, kabirler kamberin sanki
Cesetlerden çıkarsın, cin misin, hortlak mısın kâfir?
“Bütün dünyan benim” dersin, neyim kalmış ki istersin?
Kadîr Mevlâ’m akıl versin, behey ahmak mısın kâfir?
Kayıt Tarihi : 26.4.2017 09:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aruz ölçüsüyle, bu günün dil yapısı kullanılarak kaleme alınmış bir aynalı gazeldir.
Tahammül mülkünü yıktın Hülâgû Han mısın kâfir
Aman dünyayı yaktın ateş-i sûzân mısın kâfir
Kız oğlân nâzı nâzın şehlevend âvâzı âvâzın
Belâsın ben de bilmem kız mısın oğlân mısın kâfir
Ne ma’nâ gösterir duşundaki ol âteşin atlas
Ki ya’ni şule-i cansuz-ı hüsn ü ân mısın kâfir
Nedir bu gizli gizli âhlar çâk-i giribânlar
Aceb bir şûha sende âşık-ı nâlân mısın kâfir
Sana kimisi cânım kimi cânânım deyü söyler
Nesin sen doğru söyle cân mısın cânân mısın kâfir
Şarâb-ı âteşinin keyfi rûyun şul’elendirmiş
Bu haletle çerâğ-ı meclis-i mestân mısın kâfir
Niçin sık sık bakarsın öyle mirât-ı mücellâya
Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayrân mısın kafir
Nedim-i zârı bir kâfir esir etmiş işitmiştim
Sen ol cellâd-ı din, ol düşmen-i îmân mısın kâfir
Nedim
İki şiir arasındaki benzerlik dikkatimi çekti de acaba Nedim in bu gazeline nazire olabilirmi diye düşündümde...
Günümüz Türkçesi yerine bol miktarda Arapça ve Farsça sözcük kullanılması şiire bir ağırlık ve ciddiyet kazandırdığı düşünülse de sözcük dağarcığının geniş olması ve hemen tüm sözcüklerin bugün bile henüz anlamını yitirmemiş ama az kullanılan sözcükler olduğunu hatırlamakta fayda var.
8+8 duraklı, 16'lık hece ölçüsünde yazılan şiir birçok dizenin ortadan bölünerek dörtlükler halinde de yazılabilir ve okunabilir olmasını mümkün kılmakta, ayrıca okuyana nefes aldırdığı için durak bir şiirde en önemli ögelerden biri bence.
Şair şiirinde "kâfir" olarak gördüğü aslında "münafıklardan bahsetmekte ve ağır bir eleştiri yapmakta. Yine "mısın kâfir" redifiyle son derece uyumlu -ak kafiyesi değişik sözcüklerde kullanılarak okuması zevkli, edebi değeri yüksek bir eser oluşturmuş.
Günün şiiri seçildiği için önce sizi, sonra şiirinizi kutluyor, tam puanımla Antoloji listeme alıyorum.
Emeğinize, kaleminize, yüreğinize sağlık.
TÜM YORUMLAR (7)