Özlemlerimle geldim. İçimde yeşeren goncaların, bütün ihtişamını yaşarken bahar, bebeğin masumiyeti ile geldim kapına… Aşk sözcüklerinin kekremsi burukluğu dilimde pas gibi kalırken, söylenmemiş sözcükler boğazımda düğüm düğüm kalıyordu… Ruhumun ayak izleri yürürken kehribar köprüde, acılarım hüzünlerimin üzerinde horon tepiyordu… Seni Kurşun gibi yüreğimde taşırken ben, cerrahın neşteri ucundaki ayrılığı yaşatıyordun…
Etraf puslu, gökyüzü içim kadar gri, soluk sokak lambaları altında kaybolan benliğimi arıyorum… Ruhum ruhunla başka mekânlara göçe hazırlanıyor… akşamın kızıl ufukları dağlarda asılı dururken, sebebini bilmediğim gözyaşlarımda boğuluyordum…
Kahrı zindan içinde geçerken zaman… Saçlarım gümüşe dönüp, yüzümde derin çizgiler oluşsa bile sana sormadan, kimseler bilmeden, seni seveceğim…
Sen benim kuzey yıldızım… Değişmeyen kıblem… Katran karası gecelerde fersiz ışığımsın…
Karanlığın rengi beyaz diyorlar, umudu olanlar… Ben hangi yanındayım yüreğinin…
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Sen benim kuzey yıldızım… Değişmeyen kıblem… Katran karası gecelerde fersiz ışığımsın…
...
nefisss....
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta