.
Yitirdiğimiz aydınlarımızın aziz anısına;
bak şu bacalara
nasılda saklanıyor dumanlarıyla
ağırdır bu sevda
yüzüne bakıp çöken tavrıyla
kırılan yol
tuğlalarla örülmüş göz göz
hep aynı yol
hep aynı koşturma
sığdıracak içine koşmaları da
kışları açılmayı unutulmuş pencere
yazları iki saksının
mektup bırakılır arasına
sevdasız gidilmez yola
af edersiniz
seviyorum yalnızlığınızı
kin kusmayan göğüs sızınızı
kaybetmemek için çabalar
çabalar son yüzyıla ayrı
geçmiştekilere gayrı
ortasında hayat sağ mı
ne dileseniz kendinize
mezarlıklarda toplu dualar
kaybedilenler kimi hatırlar
turnalar kalkıyor
gurbet yolunda yalnızlığa
aydınlatırız
bizi gerin karanlığın ortasına
bin parça ettiğinizde bombalarınızla
elinde külü*
üstünde ateşiyle
ateş taşır çocuk umuda...
çabuk unutuyoruz
turnalar kalkıyor
gurbet yolunda yalnızlığa...
20 01 2006
*İhtiyar bir bilge bir çocuğa elinde herhangi bir alet vs. olmadan
Ateşi nasıl taşıyacağını sorar ve ateş ister. Ocağın başına giden çocuk
Bir süre sonra elinde közle gelir. İhtiyar bilge şaşırır ateşi getiren çocuğa
Ve görür ki çocuk avcuna kül koymuş, onun ortasında közü elini yakmadan
Uyuyan ateşi getirmiştir.
Kayıt Tarihi : 25.1.2006 00:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrik ve saygılarımla abi...
TÜM YORUMLAR (2)