Yasal sarılışların terli yataklarında ölümcül dalgadır aşk, yosun tutmaz çarşafta
Ruhumuzun soğuk odalarını ısıtmaz nefesimiz, mutluluğun bedeli ödenir yasakla
Tanımsız bir maviliktir gökyüzü, çocuklar sıkılınca sonsuzluğuna bakarlar inatla
Kekre bir gözyaşıdır beklemek, sevdanın heybesini doldurur bir adam masallarla
Sırrımızın o kadim obalarında yorgun bir masalı dinlerken, gökyüzüne her baktığımızda insan olmanın erdemiyle, gönlümüzdeki o kıpır kıpır devinimlerle kendi masalımıza yürürüz. Kanatlarımızda alaz bir ıslaklık, kanımızda coşkulu ve haylaz bir kalabalıkla yararız yaşadığımız ovalardaki yaşam denizlerini. Neden bu kadar derinlere indiğimizi asla bilemeyiz. Ama ruhumuzdaki o sıkıntıya bir dokunuşun temasını hayal edip gönlümüzü çocuklaştıran armonilerle ve kapımıza gelip dayanan o mutluluk süvarileriyle karşılaşmayı isteriz.
Tek unutmak için acılarımı
Baksana; kırdılar kapılarımı
Yağmalandı kalbim, ömrüm, herselim
Kursuna dizdiler anılarımı
Yenik duştum bu savaşta neyleyim