Karanfil III Şiiri - Ferman Karaçam

Ferman Karaçam
77

ŞİİR


45

TAKİPÇİ

Karanfil III

yoluma düştün
kan kırmızısı karanfil

işte bu yüzden
bir kök sarmaşığı gibi dolandın bedenime

yüzümü, kollarımı, ellerimi sarıp sarmaladın
esir aldın beni karanfil

paslı bir kama gibi duruyor göğsümde
hasretin / al işte
şiirlerime zulüm katan karanfil
al senin olsun aşkın, senin olsun ateşin
al senin olsun her şey / çün
kalleştir kıyıları denizin
yaşanmaz buralarda sensiz
yarama zulüm oku değdi
ayrılığın

talan oldu ilk yazımın güneşi
yırtılıyor damarlarım, kahır ateşinden

vicdanım yanıyor, dilim, dudaklarım, ciğerlerim
herkesten bir sır gibi sakladığım adın / adın
alev gibi çıkıyor ağzımdan
nu nasıl işlemektir kanına insanın böyle
karanfil

yoluma düştün
kan kırmızısı karanfil

ağzımdan üfledin kan kırmızısı

yüreğe ok
ciğere kor bıraktın

devranımı değiştirdin
rengimi aşkın rengine boyadın

medine tadında bir yağmur ikindisi
bak
saat tam ondört
haydi git - me
gölgen, hayalin, adın, bedenin, her şey ve herkes gitsin
ruhun kalsın

uzun ve acımasız oluyor kış geceleri
alnıma ay ışığı düşende titriyorum

sabaha boynu bükük düşüyor mekke'li kırmızı gülün
cam vazoda

gözlerim yollarına düşüyor
hayalin yüreğime düşüyor
sonsuz bir hasret acısı düşüyor içime
bitmeyen bir yağmur oluyor bakışların

gitme
ellerim koynumda kalmasın
gitme
yaman oluyor serçe kuş üşümeleri
yaman oluyor yürek titreyişleri
yaman oluyor ellerine özlem
yaman oluyor yanık türküler dinlemek
yaman oluyor vurulmak zeytinkarası gözlerine
ey güzellerin gülperisi, güzelliğin abidesi
kara gözlüm
gülçehre'm
yaman oluyor sesine alışmak
yaman oluyor karanfili biçmek ansızın

bak
ne tuhaf zıplıyor renkler aynalarda
hasretin tutuşup yanıyor
perdelerde
al bu cehennem ateşini gözlerimin önünden
al bu çıldırtan kaçışı
kaldır yokluğunun cana kıyan dansını

üşüyorum, hastayım
omuzlarına tutunmalıyım

gün eğri düştü omuzlarıma
karanfil

çıksam dağ başına, başımı vursam
buzlu taşlarına göğsümü koysam
bir yavru ceylandan yolunu sorsam
düşsem yollarına kara gözlerin

yoluma düştün
kan kırmızısı karanfil

ben hanidir çocukken
ulukar gecelerinden birinde toprak damlı bir köy evinde
bir şahbaz
düş gördüm
yalın ve ateşten

sonra çalımlandım

ateşi gördüm ateşi tutttum
ateşten danslara katıldım

bana geceleri ateşten dansları sen öğretirsin
saçların ateşten pınar gibi akar avuçlarıma
yüzümüz sararır, ruhumuz tutuşur gece uzadıkça

bir tutam ateşten kristal olursun o "vakit geç
olmadan" söndür bu ateşi
kır boynunu papatyanın

yak damarlarımda tomucuklanan çiçekleri
yüzüme vursun alevleri

ve bir sigara tutuştur alevlerden zaman akmadan
devran dönmeden ah!

zincirlere vursam devran ben seni
eritsem göğsümde, yaksam gövdeni
savursam külünü seher yeliyle
gergef gibi örsem gülden terini
sürsem devranını aşkın yeniden

Ferman Karaçam
Kayıt Tarihi : 18.5.2015 15:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ferman Karaçam