Gençliğimde bir kız tanımıştım,
Eli yüzü petek gibi ap ak,
Ve tombul tombul,cıvıl cıvıldı,
Anası adını Karanfil koymuş,
Bizim evin karşısında otururlardı,
Herkesle konuşurdu o saflığıyla,
Herkesi de kendisi gibi bilirdi,
Mahallenin çakalları diş bilerlerdi,
Bazen şahit olurdum konuşmalarına,
O zaman çok kızar,kıskanırdım,
Ama belli etmezdim hiç kimseye,
Cesaretimde yoktu,kendisiyle konuşmaya,
“Seni harcayacaklar” diyemezdim bir türlü,
Karanfil güzel kızdı,alımlıydı,
Gizliden gizliye severdim onu,
Onun haberi bile yoktu bu sevgiden,
Ben hayaller kurardım kendi kendime,
Telli duvaklı gelin getirirdim,
Yeleleri uzun doru bir atın üzerinde,
Anamın,babamın elini öptürürdüm,
Sık sık sarılır sevişirdim hayaliyle,
Her sokağa çıkışımda pencerelerine bakardım,
Bilirdim pencerenin önüne oturur,
Perdenin arkasından bakardı dışarı,
Bazen göz göze gelirdik ama,
Dillerimiz tutulur konuşamazdık,
Anam da bilirdi Karanfil’i sevdiğimi,
Ama bilmemezlikten gelirdi her nedense,
Bazen yarı şaka yarı ciddi,
“Alayım sana şu Karanfil’i derdi,
Utanır “al ana” diyemezdim,
Suçum açığa çıkacakmış gibi,
Kıpkırmızı olur,kaçardım anamdan,
Karanfil güzel kızdı,yanakları pembe,
Göğüsleri dolgun dolgundu,
Sık sık çarşıya pazara çıkardı,
Allah öğmüş yaratmıştı ama,
O yinede dudaklarını boyar,
Yanaklarına allık sürerdi,
Daha da güzelleşirdi Karanfil,
Mahallenin kadınları dedikodu yaparlardı,
'Şehirde bir değil,birkaç sevgilisi varmış,
Çarşıya,pazara çıkmasıda bahaneymiş,
Hiç bu kadar güzel ve alımlı bir kızı,
Erkekler yalnız bırakırmıymış.'
İşte o zaman içimden isyan eder,
“Benim sevdiğim kız saf ve temiz” derdim,
Anama da kızardım onlara uyduğu için,
Evlerinin ışığı gece yarılarına kadar yanardı,
Emekli babasının bazen bağırdığını,
Karanfil’in hıçkırıklarla ağladığını duyardım,
Evlerinin önünden günde on kez geçerdim,
Bir defa olsun görebilirmiyim diye,
Bazen kapıya çıkar gülümserdi bana,
İşte o zaman dünyalar benim olurdu,
Hayallerimi süslerdi gülümsemesi,
Beni sevdiğini sanırdım Karanfil’in,
Karanfil bir gün çıkmış gitmiş çarşıya diye,
Bir daha da geri gelmedi,gören de olmadı,
Daha sonra yine fısıltı gazetesinden öğrendik,
Sarhoş birisiyle kaçıp,sarhoş sofralarına,
Doyumsuz bir meze olduğunu,
Uğruna canımı bile vermeye hazır olduğum,
Çok sevdiğim çocukluk aşkım canım Karanfil,
O zaman ne kadar da yıkılmıştım,
Günlerce,aylarca yıllarca unutamadım,
Ne zaman elime bir kırmızı Karanfil alsam,
Aklıma hemen o gelir,içim sızlar,
Yüreğime bir şeyler olur, hala çok üzülürüm.
25.12.1996
Mustafa BilgiliKayıt Tarihi : 20.2.2006 11:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
öğreneceksin.Her genç kızın gönlünde yeleli arslan yatar.İşte mübessil.El sebeb.Sağlıklı düşünemez.Kişiliği oturmamıştır.Başka karanfiller olmasın.Mutlu olsun Karanfiller.Allah dile düşürmeye görsün.İbretli bir hikaye.
TÜM YORUMLAR (3)