Derdim, tarifse eğer ben tarifine kurban gitmişim.Kurban edilmek ne ise işte ben onu sevmişim.sonrasında ise manzaralarına hasret kaldığım aynalar...Neresi bu alem? Ben yalnızlıkta bulmuşken kendimi, şimdi Ankara'nın mahşerinde uyanıyorum.Ben istemedim ki bu canhıraş çığlığı, insanları ve Ankara'nın bağırları yakan feryadını......Kim bilir,Uyanırsam bir gün saadet trenine; işte o vakit el sallarım insana, sevgiye, herşeye; Ve derin bir feyiz ile...İçin için, güle güle....
Garip bir buse...Ankara'nın buz kesen soğuk taşlarından bana....Garip bir taş,halimi seyreden soğuk taş duvarlara hararet veren hüznümde.....Ya bekliyorum işte; Kah Karadenizin küçük bir köy evinde kimi benliğime sarılmış perçinlerin yüreğime değişinde...Zaman akıyor boynumu yavaş yavaş kesercesine...
Ertuğrul KoçKayıt Tarihi : 5.11.2013 22:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!