Hiçbir siyah senin kadar beyaz olmadı
Teninde izlenen sonsuz aydınlıkdı
Sesini duymadan,yüzünü görünce
Yaşamdan yana kaygım kalmadı
İlk günden belliydi Zeyna ruhun
Savaş verip sımsıkı elimden tuttun
Göğsüme bastırıp kokunu duyunca
Mutluluğu uyandırıp, acılarımı uyuttun
Varlığınla huzur verdin ruhuma
Huysuzdun, çok uykusuz kaldım ama
Canımdan da can oldun bana...
Nefesinle nefes doldu dünyama
Sevgin sel olup içime akarken
Yumuk yumuk gözlerin bakarken
Dünya dursa anlamazdım ya,
Teninin sıcağı kalbimi yakarken...
Simsiyah inci gibi saçların
Dersin hepsi kısrak atların,
Ürkek bir tay gibi düşen
Narin ince ayakların...
Üsutmezdin de aslında o kadar
Hasta olman neden di bu kadar
Durmadan akardı küçücük burnun
Engel olmak zordu bir o kadar
Yemeği sevmezdin hep zayıftı cismin
Sebze, meyve bilmezdin hiç ismin
Et der dururdun kemiklisinden,
Bilmem kime çekmişti cinsin...
Şeker mi desem,bal mı?
Büyüdükçe güzelliğin hâl mi?
Edebin, ahlâkın,konuşman, tavrın,tarzın bilemedim
Kâh doğudan,kah batıdan mı?
Serpildin kurak toprağıma günbegün
Filizlendin bağında her bülbülün
Gölgesi kıskanılır böyle dilberin
Sen, denilince akla gelen tek güldün
Zaman geçti sen büyüdün,
Kendi yolunda, kendi çabanla yürüdün.
İlk ayrılık vakti geldi şimdilik...
Bil ki gönül bahçemin en nadide gülüsün...
Yolun açık olsun minik kelebeğim
Sen ki benim küçük bebeğim
Hadi uç şimdi kanatlarına güven
Bil ki seninle gurur duyuyorum meleğim...
Kayıt Tarihi : 17.10.2022 02:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!