Karakaya Gökhan Şiirleri - Şair Karakaya ...

0

TAKİPÇİ

Karakaya Gökhan

bırakıp gitsem diyorum içimdekileri,
öyle yol zaman ayrılıkları değil
bırakıp gitmek ruhu, sessizce
yerinde kalmak gibi lakin
esir düşmüşlüğü belki de
hayatlardan esirgediğin...

Devamını Oku
Karakaya Gökhan

Nietzsche'nin atari salonu varmış, polis kapatmış.
Chaucer, maça almadılar diye yazmış ilk modern şiiri.
Köprü trafiğinde çıkmış ilk 5 hececi, alışılmış üsluptan.
Ve ilk duran topta yazmış tiyatro eserini Şinasi...

Devamını Oku
Karakaya Gökhan

bırak, kelimeler dökülsün ağzından, ben toplarım
dağınık kalsın heceler, saçların gibi
rüzgarında kağıdımın.
dur! yapma. ben dökerim benzini içime, bekle
sigaram bitsin, anlatırım
gitme! henüz başlamamışken gece

Devamını Oku
Karakaya Gökhan

karışık bir bahar geçiyor gözlerimden,
ılık rüzgarlarını bırakıp giden adımlar
karanlık çağrıları kulaklarımda
sessizce ağlanırmış, gözyaşlarım yok.
güzeli görmeyen göz yok
yürümeyen ayaklar,

Devamını Oku
Karakaya Gökhan

Geceler sağır olduğunda, çığlıklarınızın şahidini şiirlerde bulursunuz ancak. karanlığın sesinizi boğduğu zifiri sulardan, ancak kelimelerin gücü kurtarabilir sizi ve siz ancak mısralarda yaşayabilirsiniz, bülbül olma hayaliyle gül dikeni ömür geçiren biçare gönüller.

Zaman; bir eli kırbaçlı zalim, bahar gelmeden, henüz açmadan gonca güller; hayallerinize dokunuyor ve çürütüyorsa; sebepsizlikler, dilemmalar, çözümsüzlüklerle sorularınızı, ki siz daha sorun bile görmezken soruları... başlangıçlarınızı, sabahı olmamış akşamlarda yapın, siz; kum saati yalanlarda bir tek doğrusuna sımsıkı tutulmuş yardım gemisi bekleyen filikalar.

Seyri aleminden sual eden gözleri yaşlarla dolmuş sevgili ünvanlı yalnız güzeller, en iddialı oyunculuğunuzla süslüyorsanız tiyatro hayatlarınızı, perde arkası dünyalarında değil, seyirci alkışlarında yaşayacaksınız en uçurum dibi ayrılıkları, ki siz, daha uçmayı bile öğretememişsiniz sahte gülüşlerinizde gizlenmiş erol taş yüreklerinize, -figüranlar.

Devamını Oku
Karakaya Gökhan

yalnızlığına dokunduğumda, hep elleri titrerdi. Gözlerini kaçırır, sessizlikler giyinirdi. Oysa sakladıklarında, çare bulamayacak kadar küçüktü yüreği.Ellerimi uzatır titreyen ellerinde şömine sıcaklığı bulurdum her ne kadar kutuplarla rekabette inat etse de elleri. Bir tek onun gözlerinde tadılmamış güzellikler görür, enkazında kendime yaşam alanları yaratırdım. Anlayacağınız üzere; o üçüncü dünya nefes alışlarındayken, ben kapitalist dünya devi rolleri üstlenirdim birlikteliğimizde.

-

Sigara yakar, Neşet Ertaş dinlerdim, zülüf dökülürdü yine sevgilinin yüzüne. Sigara dumanında, zamanda yolculuğa çıkar kül tablasında tekrar dönerdim. Üzerime bastırılmış, ateşim sönmüş olurdu artık. Odanın kaybolan havasını yaşadığım ana benzetmekle en hakiki betimlemeyi yapardım sevgilinin gidişine. uykuya dalar ve 'rüyalarımız olmasa' ile uyanırdım. ben hep yeni güne yorgun başlardım.

Devamını Oku
Karakaya Gökhan

önce ışıklar söndü sonra kapı kapandı
duvarlar çekildi bir bir
parmaklıklar işlendi yüreğime.
sustum.

Devamını Oku
Karakaya Gökhan

sen benim iki hecemsin,
gözümün önünden kaybolmayan hayalim
bitmeyen özlemimsin.

sen benim gece nöbetim,
sessiz çığlığımsın.

Devamını Oku
Karakaya Gökhan

mana dişlisini sökmek de nesi hayattan
hayatı almak da nesi bir ruhtan
sen ruhun da anlamını yitirmişsin
çıkar kurtul üstündeki güruhtan.
sonunda aklın sınırını çiğnemişsin
anlaşıldı bıraktığın enkazdan.

Devamını Oku
Karakaya Gökhan

kalemle kağıt arası mesafe içim,
gözler önüne serilmiş bir şehir
yıpranmış caddeleriyle; benim.
kızgın bir çocuk oluyor fikir
yavuz hırsız, geri adım, benim.

Devamını Oku