«Şr kitaptan» tura qaştım,
Navayıdan savat aştım,
Fızıvlıdan dürler şaştım,
Dilvarlardı izler edim.
Maqtumqulını oqığanda,
Aytar edim hr zamanda,
«Kemis bar ma, begler, onda? »
Sözin tavap qılar edim.
Tercüme:
Dört kitaptan kaçtım,
Nevâî’dan okur yazar oldum,
Fuzûlî’den dürler saçtım,
Dil ustalarını izler idim.
Mahtumkuli’yi okuduğumda
Söyler idim her zamanda:
“Kusur var mı, beyler, onda? ”
Sözüne hürmet eder idim.
Eşit.rip, axu menen zarımdı,
Yarım kelgeniñdi bila bilmedim.
Trk yleyin namıs bilen arımdı,
Yarım kelgeniñdi bila bilmedim.
5 Sen hm kelerme dep külmedim oynap,
Hsiret qazanında pişpedim qaynap,
Qanjar urma tnde janımdı qıynap,
Yarım kelgeniñdi bila bilmedim.
Döhmet ylep nahaq töxpe qanımdı,
10 Sen men dep trk ettim dünya malımdı.
Sen yandırma burun janğan janımdı,
Yarım kelgeniñdi bila bilmedim.
Toy ötken soñ keldim köşkim astına,
Giyne ylep jan almaqtıñ qastına,
15 Snem özin taslar Ğrip üstine,
Köşki üstinde taqat eta bilmedim.7
Tercüme:
şit, Garip, benim ah ü zârımı
Yârim, geldiğini bilemedim
Terkeyleyeyim namus ile ârımı;
Yârim, geldiğini bilemedim
Sen gelir misin deyip gülmedim oynarken;
Hasret kazanında pişmeden kaynayıp.
Hançer vurma tenime canıma kıyma!
Yarim, geldiğini bilemedim.
Terkeyleyip nahak dökme kanımı!
10 Sen ben deyip terkettim dünya malımı.
Sen yandırma (yakma) öteden beri yanan canımı!
Yârim, geldiğini bilemedim.
Toy bittikten sonra, köşkümün üstüne çıktım.
Ümitsizlikten, canını almak kasdıyla
15 Sanem kendini Garip’in üstüne atacak.
Köşkü üstünde artık sabredemem.
Canım sn qurban, qaragöz Qrib,
Rahat olmamışam, yar, sn gedli,
ynim geymişem qm libasını,
Geyib sallanmadım, yar, sn gedli.
Dinle gel sözümü, aman ey Garip,
Hiç rahat etmedim, yâr, sen gideli.
Dikmedim libaslar, giydim karalar
Gezip salınmadım, yâr, sen gideli.
25 Sözlerimde joqdur yalğan,
Qalayıqtan orıñ alğan,
Edigeniñ dstanı
Soppaslı jıravdan qalğan.
Talqan etip salğan sorav,
30 Xannan altın alğan sıylav,
Şkirt bolıp alğan eken
Qaraqalpaq Düysenbay jırav.
Şkirt bolıp alğan qolğa,
Jüde şeber göne jolğa.
El gezip etken brqulla,
Düysenbaydıñ şkirti
45 Aytqış jırav Seydulla.
50 Şkirt düzip öz aldına,
Belgili mkan jaylavğa,
Yad etip sözdi yadına
Seydulla jırav taratqan,
Edigeniñ dstanın
55 Pütkil qaraqalpaq xalqına.
Qaraqalpaqtı aylanıp,
65 Qırq jıl xalıqqa jırlağan,
Edigeniñ dstanın
Qıyas jırav torlağan,
Şıqqan jerin sorasañ
Qıyastan qalğan bul dstan.
Tercüme:
25 Sözlerimde yoktur yalan,
Halk tarafından bana makam (şeref makamı) verilmiştir,
Edige’nin dastanı
Soppaslı-jırav’dan kalmadır.
Hikayeyi şekle şemale sokup sorular sordu,
30 Handan para ve şeref aldı,
Şâkird olarak aldı
Karakalpak Düysenbay-jırav.
Şâkird olarak aldı ele,
Eski yoldan giden büyük bir usta,
Halk arasında gezedurdu,
Düysenbay’ın şâkirdi
45 Hatip jırav Seydulla.
50 Etrafına şâkirdler toplayıp,
Bilinen yaylaklara gidip,
Sözleri hafızasına alıp,
Seydulla-jırav yaydı,
Edige’nin dastanını
55 Bütün Karakalpak halkına.
Karakalpaklar arasında dolaşıp,
65 Kırk yıl halka yırladım (şarkı söyledim) ,
Edige’nin dastanını
Qıyas-jırav yaymıştır,
Çıktığı yeri sorarsan,
Qıyas’tan kaldı bu dastan.
Han Toktamış’ın zamanında Baba Tükli Şaşlı adında bir adam yaşarmış,
Günün birinde üç perinin güvercin kılığında göle uçtuklarını görüp durmuş.
Baba Tükli Şaşlı Aziz, perilerin kıyafetlerini saklamış periler onu görmemiş.
Giysiyi perilerin en genci eşi olmayı kabul edene kadar onları geri vermemiş.
Ancak Tükli Şaşlı'nın perinin koltuk altlarını ellemesi yanına gitmesi yasakmış,
Peri yıkanırken ona yaklaşması her cuma saçını yıkarken seyretmesi yasakmış.
Baba Tükli Şaşlı Aziz bu yasağı çiğnemiş ve perinin yıkanırken yanına varmış,
Güvercin kostümünün gizli olduğunu, bileklerinin insana benzemediğini görmüş.
Yıkanmadan önce iç organlarını çıkartıp bir tabağa koyduğunu fark etmiş,
Saçını yıkamadan önce de kafasını gövdesinden ayırdığını görüp gitmiş.
Bunun üzerine peri, Baba Tükli’yi terketmiş ama ondan hamile olduğunu demiş,
çocuğu, belirli bir yerde, belirli bir ağacın altında dünyaya getireceğini söylemiş.
Ancak bu çocuğu Baba Tükli değil Tuman Hoca isiminde bir adam bulmuş,
Tuman Hoca çocuk sahibi olamadığından Han Toktamış tarafından sürülmüş.
Ama başka ülkeye giderken hizmetkârı bu çocuğu bulunca Tuman Hoca,
Nogayların yanına geri dönmüş korkudan kendini ise saklamış bir ağaca.
Burada Toktamış çocuğu kendi yanına almış ve Edigü adını vermiş,
Çocuk burada büyüyüp av avlayıp koskoca birdelikanlı haline gelmiş.
Hanın eşi Karakaş Edigü’yü koruduğunu fark edince de kıskanmaya başlamış,
Daha sonra Edigü’ye atların sorumluluğu verip onun uzaklaşmasını sağlamış.
Edigü zekası sayesine gittiği her yerde namını duyurup obayı canlandırmış,
Bir çocuğun annesinin kim olduğu yüzünden çıkan kavgayı da sonlandırmış.
Hanın eşi, Edigü’nün ölümünü isteyerek zehirli katık ikram edilince gitmiş,
Edigü bunun farkına varıp, hanın sarayını ve Nogay topraklarını terk etmiş.
Gitmeden önce hamile eşi Karasaş'la vedalaşıp geri döneceğine söz vermiş. Toktamış Han ise Edigü’nün ardından Han veziri Kenjembay’ı göndermiş.
Ama Edigü geri dön emrini kabul etmeyerek vezire hakaret edip dönmüş,
Edigü daha sonra, Satemir’in sarayına gitmiş burada çok iyi karşılanmış.
Ancak burada Edigü’nün, hanın kızına varıp onu görmesini dilerlermiş,
Dev Alip Baba Kara Tiyin’in elinden bu kızı kurtarmasını beklerlermiş.
Bunun üzerine Edigü, devin yanına at tımarcısı olarak sokulup okunu açmış,
Edigü kendisi kadar uzağa nişan alınca dev, oktan korkarak Edigü’den kaçmış.
Ama Edigü hemen devin peşine düşerek, onu bulmuş ve deve saldırmış,
Elinde tutsak olarak tuttuğu hanın kızı Akbilek’in yardımı ile devi öldürmüş.
Timur, Edigü’ye müfakat olarak onu kendine damat olarak görmüş,
Hükümdarlığının yarısı ile kızı Akbilek’i eş olarak Edige'ye vermiş.
Edigü’nün Timur’un sarayına sığınışından sonra Karasaş oğul vermiş
Nuraddin adında nur topu gibi güzel bir erkek çocuk dünyaya getirmiş.
Nuraddin büyüyünce Toktamış’ın kötü veziri ona iftira atarak yermiş,
Ondan tamamen kurtulmak için Nuraddin’e tehlikeli bir görev vermiş.
Buna göre Nuraddin Han Barsa-Kelmes topraklarına gidip gelmeliymiş,
Ordan 360 yaşındaki Soppaslı Sıpıra-jırav’ı hanın sarayına getirmeliymiş.
Bu uzun ve zorlu yolculukta genç Nuraddin’nin dedesi heybeyi terkiye atmış,
Baba Tükli de koruyucu olarak çok sevdiği biricik torununun yanında gitmiş.
Nuraddin, jırav’ı bulmuş ve hanın sarayına gelmeye ikna etmiş.
Sıpıra-jırav'la onun yolculuğu Han Timur’un sarayında bitmiş.
Cengiz Han için de destanlar ve türküler söylediğini anlatmış duymuş,
Huzuruna çıktığı zaman Altın Orda Devleti’nin hükümdarlarını saymış.
Daha sonra Toktamış’ı,Nuraddin hakkında uyarıp söz eylemiş,
Ve onu öldürtmezse Nuraddin’in kendisini öldüreceğini söylemiş.
Bıçaklama teşebbüsünden kurtulup Nuraddin Hakkın adını anmış,
Suikas Tükli’nin yardımları sayesinde başarısızlıkla sonuçlanmış.
Bunun üzerine Nuraddin, Timur’un sarayına kaçarak orada babasını bulmuş,
Burada baba ve oğul duygulu bir şekilde kavuşarak uzun süre burada kalmış.
Nuraddin’in Nogay bölgesinin durumu hakkında anlattıkları ile karar almışlar,
Timur'un askerlerinin yardımıyla Nuraddin Nogay’a doğru yola koyulmuşlar.
Kısa süren bir kaç çarpışmadan sonra iki taraf arasında barış ilân edilmiş,
Buradan Volga nehrinin güneyindeki güzel bölgeye göç edilerek gidilmiş.
Kuzeydeki bölgeler Toktamış’a verilmiş Nuraddin buna baş kaldırmış,
Büyük savaş olmuş Toktamış kaçarken Nuraddin Toktamış'ı öldürmüş.
Vezir Kenjembay’ın Nuraddin’i babasına karşı kışkırtmaları sonuç vermiş,
Nuraddin o öfkeyle Nogay topraklarını terk etmek için atına kırbaç vurmuş.
Kırbaç çözülerek Edigü’nün gözüne saplanmış ve gözünü çıkarmış,
Nuraddin, Preñ-Padişah ülkesinde bir ejderha öldürüp huzura varmış.
Günün birinde eşi ve oğlu ile Nogay topraklarının sınırlarına doğru gitmiş,
Edigü oğlu Nuraddin’i yanına getirtip Hanlık tahtını Nuraddin’e devretmiş.
Kayıt Tarihi : 1.10.2015 19:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Tuna](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/10/01/karakalpak-edigu-ile-nuraddin-destani.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!