Bilirim zordur ermek senin yüce rızana
Lakin bu yük gayrı çok ağır geliyor cana
Le yükellifullahi nefsen illa vüs a he
Öyleyse benden ağır omzumdaki yük de ne
Yetimiz, garibiz dar-ı fenâda
Rahmet olsun bir dem ver sen Allahım
Sabr ile şükürle vuslat bekleriz
Şehadet şerbetin sun sen Allahım
İnci mercanını özler dururuz,
Neye gam edersin ey dertli gönül
O Vekil her şeye kadir değil mi?
Kâh dövün, kâh üzül, ister hor görül
Ol deyip olduran, kaim değil mi?
Kaybolsa güneşin, yolun kapansa
Ipıssız bir yerdeyim Araf mı bunun adı
Neden susmaz içimde ebediyet feryadı
Kimi yok oluş sanar korkar olur ölümden.
Ölümsüzlüğe mani Ey ölüm, kalk önümden!
Biçareyem erenler düştüm aşkın nârına
Meftunum o güzelin ak nurunun harına
Varsın tutuşsun gönül yandıkça kora çalsın
Cemali yağmur olur ömrümün baharına
Nübüvvet bağının kızıl goncası
Filistin umutla aç diye bekler
Sarsın dört bir yanı cihat rehası
Aç Goncam, mazlumlar yolunu gözler
Küfür Şeria'da zulümle hemhal
Zulümle inleyen anavatanım
Kanayan yaramsın sen Türkistan'ım
Tutsun soydaş diye el uzatanım
Az kaldı gardaşım ben geleceğim
O gözyaşlarını ben sileceğim
Teslim oldum emrine bir gül aldım dalından,
Dedim vardır hikmeti huzur taşar burcundan.
Ektim de şu gönlüme hükmün Kara Gül'ünü ,
Aldım sanki sırtıma âlemin tüm yükünü.
Toprağı ben değildim bilirdim içten içe.
Kapkaranlık etraf, her yer simsiyah.
Güneş mi kayboldu, ben mi kör oldum?
Nere bu meçhul yer, elimde silah?
Kendimi mi yoksa, elimle vurdum?
Sol yanımdan akan, ılık şey de ne?
Gülistan içinde bir gül, güneşe güldü
Ay mı indi yere ya rab, nuru süzüldü
Süreyya yıldızı mıdır , arzda görüldü
Bu gül ki çalar ömürden, binlerce ömür
Nazar etsen şu hezârân, kahrından ölür
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!