O kara gözlerinin buğusuydu
seninle beraber geçen saatler
Bir kuş kanadının tüyü kadar yumuşak
Bir arının çiçeğe konarken ki hafifliğiydi
Gözlerinin esrarında demlenen kalbim
Vuslata kurulu saatlerin
Tik takları gibi atardı
Kapanmayan yaraya merhem gibiydi
Kara gözlerinden esrarlı bakışların
Çağlayan suların denize akışı
Dalgalanan denizlerin enginliğe hasretiydi
Hoyrat rüzgarlara yelken açan gemilerin
menziline vuslata iştiyakıydı
Kara gözlerine baktığımda
Akıp geçen o saatler
Şimdi sana hasretim
Yuvasından sabah olunca uçan kuşların
yavrularına hasreti gibi
Kızgın güneşin sararttığı
Kupkuru çöl toprağınınyağmura hasreti gibi
Eyyubun şifayı beklediği
Çiçeğin bahara hasreti gibi
şimdi sana hasretim
Yanık bir türkünün nağmelerinde gülüm
Kara gözlerinin hasreti var
Aşkı besteleyen saz tellerinde
Bülbülü coşturan güllerin yanağında
Kar altında baharı bekleyen
Kar çiçeklerinin solgun yapraklarında
Senin hasretin var
Tatlı bir yaz akşamının uykusu gibi
İçimde ezgin bir his gibisin
Çağlayandan aşağı coşup gelen sular gibi
Hasretin akar içime
Hasret dolar yüreğime
Aralanan her kapıya takılır gözlerim
Hastanın sabahı bekleyen yorgun gözleri gibi
Uykusuzluktan fersiz olan gözlerimde
Kararan bir günün efkarındasın
Hasretinden yanar gönlüm
Hep yolunu bekler gözüm
Kayıt Tarihi : 6.3.2009 19:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
karagözlüm kara kefene sar beni
karagözlüm gözlerinin pınarına göm beni....
TÜM YORUMLAR (3)