Erguvanlar açtı, sabah çöktü sis,
Karadutlar oldu, adın, izin yok!
Güller koku saçtı, siyah döktü mis,
Böğürtlenler doldu, tadın, tuzun yok!
Gölbaşı’na indi, ördekler, kazlar,
Kurbağalar sindi, boy attı sazlar,
Yine beynim döndü, yüreğim sızlar;
Turna, leylek geldi, mahzun yüzün yok!
Umutlu çiftçiler, pamuk ekiyor,
Tatlı suda çifter, balık sekiyor,
Mutlu yeni çiftler, barak çekiyor;
Davul, zurna çaldı, havan, sözün yok!
Dallarda kumrular, oynaşır durur,
Ellerde şans gani, gözünden vurur,
Dillerde can-cicim, ne kin, ne gurur;
Herkes dengin buldu, işven, nazın yok!
Yanıp söndü loştu, neon ışıklar,
Gülerek buluştu, cümle aşıklar,
Bakiyeme düştü, kâbuslar, şoklar;
Alem meşke daldı, neyin, sazın yok!
Nehirde devrilen, sallar benimdi,
Kor harda savrulan, küller benimdi,
Baharda kıvrılan, dallar benimdi;
Yapraklarım soldu, yazın, güzün yok!
Umrunda mı sanki, hasretlik, sıla?
Ey vefasız sen ki, asırlık bela!
Sürüyor o dünkü, inatlık hâlâ?
Gözüm yolda kaldı, çaban, tezin yok!
09.05.2020
Muhittin Alaca
Kayıt Tarihi : 9.5.2020 13:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!