alaca poyraz geçer içimden
bir duta dinelir kaç yüzyıllık ruh
yaprakların dansına şarkısını söyler
geceden sökünür kandiller
akarken küçük kızlar düşlerine
soyunur hükümsüz korkuları üryan
dul bir kadın doğar arsızlığa
Bir nisan akşamı,serin bir günün,
Şark'ın bu sevimli,güzel köyünün
Cenneti andıran bir akşamıydı.
Sizi ilk balkonda gördüğüm gündü,
Yüzünüz sararmış gibi göründü,
Devamını Oku
Şark'ın bu sevimli,güzel köyünün
Cenneti andıran bir akşamıydı.
Sizi ilk balkonda gördüğüm gündü,
Yüzünüz sararmış gibi göründü,
Bu şiirdeki musikiyi hissedebilmek için sanırım uzun bir yolculuk yapmak gerek Tispe ve Piremus diyarlarına. Aşkın kanını yalnızca gözyaşının temizleyebileceği , alabildiğine özgür ve bir o kadar da kırılgan ,çaresiz kadınların kendilerini bırakması düşlerine ışık maskesi takan ,yutan kentlerin koynunda… ve sırdaşlığı toprağın masumiyet ve kirlilikle… ve sen uzaklardaki suskun ve sıcak sevgili, sen bilir misin gözyaşının öyküsünü? yüreğe nasıl aktığını ve nasıl acıttığını her bir damlanın ? ya alaca poyrazın nasıl savurduğunu yüreği?
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta