Karadeniz 1926 Şiiri - Özdener Güleryüz

Özdener Güleryüz
341

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Karadeniz 1926

‘’Karadeniz: Seyr-i Türkiye’’ belgeseli, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin, bin bir fedakarlıkla Avrupa’nın büyük limanlarına yolladığı seyyar sergi gemisinin ibret verici öyküsüdür.

Garanti Bankası’nın bünyesinde faaliyet gösteren Osmanlı Bankası Müzesi’ndeki ‘’Karadeniz Seyr-i Türkiye belgeselini izlerken hayretler içindeydim.

Türkiye Cumhuriyeti daha üç yaşındayken Büyük Atatürk tarafından ortaya atılan bir büyük parlak fikirle Türkiye’nin kendini tanıtma çabasına farklı bir bakış açısı getirmekteydi.

Atatürk’ün isteği ile Türkiye’yi Avrupa’ya tanıtmak amacıyla Avrupa limanlarını dolaşan seyyar sergi gemisinin hazırlanması
Ve bu geminin içinin de düzenlenerek bir sergi ve fuar alanı haline getirilerek yola çıkması fikri herkesi çok heyecanlandırır.

Ticaret vekili Ali Cenani Bey’in meclis kürsüsünde ‘’Efendiler,
Bir Ticaret sergisi meydana getirmek kolay bir şey değildir. Bunun yerine bir seyyar sergi teşkilini düşündüm. Seyri Sefain’den bir vapur alalım. Mesela Karadeniz Vapurunu…’’ diye başlayan konuşmasının yarattığı ateş ile birlikte, hummalı çalışmaların sonunda Marmara’nın solgun mavi sularını köpürterek yola çıkan
Beyaz bir geminin, Dolmabahçe’deki bir yatta, mavi gözleri çakmak çakmak, sarışın bir adam tarafından beyaz bir mendil sallanarak nasıl uğurlandığını görüyorsunuz o belgeselde.

O sarışın adamın daha yedi yıl önce 19 Mayıs 1919 da ülkeyi kurtarmak için Samsun’a böyle bir vapur yolculuğu yapmış olduğunu düşünüyor ve bir cumhuriyetin nasıl doğduğunu da görüp alabildiğine gurur duyuyorsunuz.

DÜNYADA BİR İLK

Karadeniz Vapuru projesi, Cumhuriyet’in ilanından üç yıl sonra Atatürk’ün önerisiyle hayata geçirildi.

Türkiye’yi tanıtan çeşitli ürünlerin sergilendiği gemi, 12 Haziran 1926 tarihinde İstanbul’dan demir aldıktan sonra 12 ülkede 16 şehri ziyaret etti.

Karadeniz Gemisi 86 günde 10 bin mil yol kat ettikten sonra 5 Eylül 1926 tarihinde İstanbul’a döndü.
Karadeniz Gemisi’ni yolcuları arasında 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın oğlu Refi Bayar, Anadolu Ajansı’nın Kurucularından Şair Kemalettin Kamu, İstiklal Marşı’nın bestecisi Zeki Üngör, İlk Türk kadın gazetecilerden Bedia Arseven, İlk Türk kadın milletvekillerinden Mebrure Gönenç Ve şair Orhan Veli Kanık’ın babası müzisyen Veli Kanık da yer aldı.

Yıl 1926 Günlerden 12 Haziran, yer bugünkü Tophane rıhtımı.
Taksilerin yanı başında çift atlı faytonların da yolcu bekledikleri görülüyor. Bayraklarla donanmış beyaz bir vapur harekete hazırlanmakta.
Seyr-i Sefain İdaresinin yeni satın aldığı bu Karadeniz gemisi çok önemli bir sefere çıkmak üzere.
Üç aya yakın sürecek bu gezide el sanatlarımızdan örnekler ile başta gelen ürünlerimiz tanıtılacak.
Ama asıl amaç, Batı Avrupa ülkelerine genç Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıtmak.

BİR ULUS KENDİNİ TANITIYOR

Belgeseli izleyenler, Avrupa yolculuğu öncesi Haliç’te üç ay süren özel bir bakıma alınmış Karadeniz Vapuru’nun dümen suyuna kapılıp, tam seksen altı gün süren yolculuğu, sefere katılan sanatçı, gazeteci, milletvekili, öğretmen. Müzisyen ve denizcilerden oluşan toplam 285 kişinin, genç Türkiye Cumhuriyetini dosta düşmana tanıtmak için nasıl olağan üstü bir çaba gösterdiğini henüz üç yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti milletvekillerinin buna kaynak bulmak için nasıl çırpındıklarını ibret ve gururla izliyor.

Kömür almak için gireceği Cezayir’in Bona (Anaba) limanını saymazsanız, bakın hangi limanlara uğrayacak; Barselona, Le Havre, Londra, Amsterdam, Hamburg, Stockholm, Helsinki, Leningrad, Danzig, Gdynia, Kopenhagen, Anvers, Marsilya, Cenova,, Napoli…

Her limanda gemimizi gezmek isteyen ziyaretçiler kabul edilecek, Davetler, kabul törenleri verilecek, Gemideki Riyaset-i Cumhur Orkestrası da konserler verecek, Balolarda görevli zevat ile ziyaretçilerin kaynaşmaları sağlanacak, Cumhuriyet Türkiye’sinin Türklerini tanıtacak.

Geminin süvarisi, genç yaşına rağmen dirayetli bir denizci olmasıyla ün yapmış olan Topuz lakaplı meşhur Lütfi kaptan.
Gemideki genç zabitanın hepsi de özellikle seçilmiş pırıl prıl genç denizciler.

Karadeniz Vapuru 1905 Hollanda yapımı. 4.765 gros tonluk 120 metre boyu, 14 metre eni var. Tam istim tuttuğu zaman 12 mil hız yapmakta. Sergi için baştan sona özel olarak düzenlenip dekore edilmiş.

Yıllarca sözü edilen bu tarihi gezi 86 gün sürüyor. İstanbul’da döndüğü gün takvimler 5 Eylül gününü gösteriyor. Toplam 9.981 mil yol kat eden gemi bu uzun sefer boyunca 2.778 ton kömür tüketmiş. Kullandığı tatlı su miktarı da 971 ton.

Neler sergilenmiyordu ki vapurda: Tütün, Kütahya çinileri, Hacı Bekir lokumu, Bursa ve Hereke kumaşları…
En ilginç sergi malzemelerinden birisi de hiç kuşkusuz canlı Tiftik keçileriydi.

Atatürk’ün, Karadeniz Vapuru’nda açılan gezici sergiyi ziyareti ve geminin hatıra defterine yazdıkları:

‘’Sergi başarıya ulaşmış bir eserdir. Bende gayet iyi izlenimler meydana getirdi. Sunuş tarzı çok iyidir. Hazırlayıcısını takdir ve tebrik ederim.’’

AVRUPADAKİ İZLENİM

Rıhtımdaki Fransızlar, gemiye ve geminin çeşitli yerlerine asılmış olan bayrağa bakıyorlar.
Güzel tonlu bir kırmızı üzerine bembeyaz bir ay ve yıldızın işlenmiş olduğu görkemli bir bayrak bu…
Rıhtımdakiler güverteye baktıklarında ise, küpeşteye dayanmış kendilerini seyreden kadınlı erkekli yolcuları görüyor ve gözlerine inanamıyorlar. Onlar, Türkiye’den yani kendi düşüncelerine göre ‘’Doğu’’ dan gelen bu gemideki yolcuların bir ‘’Orient esintisi’’ sunacağını beklerken, karşılarında bambaşka bir görünüm var. Alt ve üst güvertelerden kendilerine bakan, gülen, el sallayan bu ‘’Doğulu’’ konukların, kendilerinden hiçbir farkı yok.

Erkekler koyu renk takım elbise, pırıl pırıl beyaz gömlekler giymiş ve çoğu zarif bir iğne ile süslenmiş kravat takmışlar.

Yanlarındaki kadınlar, erkeklerden daha şık. Siyah ağırlıklı ipek ve muslin elbiseler içindeler.

Sergi bölümüne gelen ziyaretçiler, hayranlıktan konuşamaz bir şekilde sergilenen eşyalara bakıyorlar… Türk mavisi sırlı Kütahya çinileri, bin bir nakış ve renkli Osmanlı, Yörük, Selçuklu ve Acem halıları, Gül, tarçın ve sakız kokulu Hacı Bekir lokumları, Yeşim, Yakut, Firuze gibi değerli taşlarla süslenmiş, tamamıyla elle yapılmış çeşmibülbül, laledan, gülabdan gibi cam ürünleri.

Bu sergi seferinin Türkiye’nin tanıtılmasındaki payı gerçekten de çok büyük oldu. Geminin gittiği her ülkenin basınında Atatürk Türkiye’si hakkında çok güzel haberler çıktı. Çok değerli yazılar yayımlandı. Bu büyük başarıda Seyr-i Sefain İdaresi’nin önemli bir payı olduğu unutulmamalı.
Günümüzde de böyle bir gemiyi donatıp bu amaçla uzun bir dünya seferine çıkartabilseydik keşke.

www.gazeteyenigun.com.tr/yazarlar/özdener güleryüz

ÖZDENER GÜLERYÜZ

Özdener Güleryüz
Kayıt Tarihi : 26.2.2011 08:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şaşırtıcı bir hikaye.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Özdener Güleryüz