Bekri Mustafa bir gün Üsküdar'a giderken
O da her yolcu gibi bir köşede beklerken,
Lodos esmeye başlar hem de epey şiddetli,
Yolcular panikteler hem de epey dehşetli;
Dualar, salavatlar birbirine eklenir,
Kayık rotadan sapar rastgele sürüklenir.
Bekri ise aldırmaz, bir kenarda oturur;
Ne salavat getirir ne de bir dua okur,
Neyse saatler sonra Üsküdar'a varırlar,
Ağızlarda şükürler dualar sarılmalar...
Kimi toprağı öper kimi de bir dostunu,
Bekri'yse yine aynı ilgilendirmez onu.
Yolculardan birisi dayanamaz ve der ki:
Ya sen nasıl adamsın? Anlamadım eğer ki,
Kayıktayken acaba korkmadın mı hiç ağa?
Sen öylece oturdun çırpınırken biz ağa! ...
Neden korkacaktım ki der ona mırıldanır,
Adamsa bu cevaptan bir şey anlamamıştır.
Yahu nasıl korkmazsın? Ölümle aramızda
İnce bir tahta vardı canınız burnumuzda!
Şimdi kurtuldun mu? Der, burda ölüm yok mu ki?
Orda tahta bari var burada o da yok ki! ...
Kayıt Tarihi : 1.9.2015 11:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!