İncecikten kar yağdı, Toroslar’a bu sene...
Tozdu Elif diyerek, bilesin Koca Âşık!
Abdal olmuş hayalin, düştü yollara yine,
Gezdi Elif diyerek, bilesin Koca Âşık!
Salınır gezer Elif, yine uğru nakışlı,
Yavru balaban gibi, melül mahzun bakışlı,
Sanki yayla çiçeği, türlü bahar kokuşlu,
Koktu Elif diyerek, bilesin Koca Âşık!
Nedendir ki bilinmez, Elif kaşını çatar,
Varıp gitsen yanına, gamzesi sinen batar,
Ak elleri kâğıtta, yazmaya kalem tutar,
Yazdı Elif diyerek, bilesin Koca Âşık.
Evlerinin önünde, hala kurulu çardak,
Elif’in suya inmiş, elinde sırlı bardak,
Kaşı gözü sürmeli, sanki yeşilbaş ördek,
Yüzdü Elif diyerek, bilesin Koca Âşık.
Hani nerede kaldı, yaylada eğmelerin,
Gönlün sevmezdi başka, verseler değmelerin,
Haber salmış Elif’in, göğsünün düğmelerin,
Çözdü Elif diyerek, bilesin Koca Âşık!
28 Mart 1988 – Pazartesi / Ankara
İzzet KocadağKayıt Tarihi : 6.6.2008 14:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Daha Ortaokul yıllarındaydım. Bir kitapta gördüğüm şiirini çok beğenmiştim. Sonra kendisi hakkında farklı kitaplardan bilgi edinip okumaya başladım. Lise yıllarında arkadaşlar siyasi içerikli şiirler yazan şairlerden dizeler yazarken defterlerine, ben hep Karacoğlan'dan dörtlükler serperdim sayfa aralarına. Her şey bir yana, doğayı, insanları samimi olarak sevmiş, yalın Türkçesiyle tam bir Anadolu insanıymış âşığımız. Sanırım şiire heveslenmem onun güzellelemelerini okumaya başladıktan sonra oldu. Ne diyeyim ruhu şad olsun.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!