Karaburun'da Haziran Senfonisi

Muradını, sevdasını özgürlüğe, davasını komünistlere bırakan
Umudunu mazlumlarla çoğaltan! Ne şah ne sultanı takan
Hükümdarlardan, barbarlardan, eşkiyalardan
Karaferman yazanlardan
Ve
Onlarca aydını darağcına gönderen
Osmanlı'dan
Pervasızca hesap soran

Bileği güçlü, yüreği altı okka
Ölümden korkmayan
Hırçın mavi suların çocuğu
Tarihin ilk gerillası
Kölelik zincirinin
İlk koparıp atan
Simavna kadısı Şeyh Bedreddin'in yoldaşı
Mert ve yürekli
Merhametli bilge yiğit
Her zaman mahir ve ölümsüz olan
Manisa 'lı Torlak Kemal'in yoldaşı
Börklüce Mustafa'nın diyarı Kara burun yarımadası'nda

Bir yaz zamanıdır şimdi, dışarda sıcak bir çağlayan var
Kelebek gibi kırılgan
Narin
Bir haziran akıyor
Dipsiz bir gecenin ay ışığından
Sonra
Seherin bir yerinde
Sabah, mahmur gözlerle, dünden de erken uyanmış

Anadolu'da gamdan, yoksulluktan yürekler yanıyor
İflah olmayan bir sömürü düzeni var
Kalbimde sızı
İçimde kaynayan
Bir mahşer olsada
Şimdi

Mis kokan lavantalar
Sapsarı papatyaylar
Tılsımlı yarpızlar
O çok sevdiğim
Kızıl dudaklı nazlı gelinclikler
Kuşlar, böcekler
Yılanlar, çiyanlar
Başı ve sonu gelmeyen
Dalgaları çırpınan
Dipsiz denize olta atan balıkçılar
Soluk soluğa
Yaşamsal senfonisi eşliğinde raksa kalkmışlar

Şu edepsiz, uğursuz ve utanmayan
Rüzgâra rağmen
Yaşam sadakası
Çiseleyen bir yağmur sonrası
Bölünmüş yüreklerden ve acılardan artan kalan
İçten bir demet gülümseme, toprağa dolarken
Her engele rağmen
Çarmıha vurulan
Börklüce Mustafa gibi
Ben sana tutkunum! Ey özgürlük
Göğsümde, yangından beter bir hasret var. İstanbul'dan uzak

Mehmet Çobanlğlu
03.06.2025
Karaburun