Karabatak Şiiri - Ümit Yaşar Karadeniz

Bizler
Batak oynayan
Birer karabatak,
Tüylerimiz vıcık vıcık,
Petrol türevi,
Yalap-şalap.

Bu hırs,
Bu sevinç
Neden,
İyi mi
Şu an eline gelen,
Ey avanak.

Biliyoruz ki,
Bu oyunda herkez batacak,
Herkez boğulacak,
Acılarımız unutulacak,
Bunu unutma!
Ey karabatak.

Batmamış olanların,
Kalan tüyleri yolunacak,
Varsa duyguları çalıncak,
Ruhları, düşleri yokolacak,
Sonunda hepimiz
Bir bir batacak.

Tüylerine yapışan
Sanmaki bir gün,
Uçup yokolacak.
Ey salak,
Kendine bir bak,
Onlar birer zincir,
Onlar birer diploma,
Şehvet, inanç, itaat,
Televizyon, devlet, politika,
Onlar birer koltuk
Hak, hukuk, moda,
Ne varsa sana ait olmayan,
Bak, hepsi orada.
Bunlar,
Birer ev,
Birer para, pul, araba,
İnan!
Hep aynı yalan,
Hep aynı palavara.

Duyarlı ruhum dediğin
İçi kurt dolu kabak,
Biliyorum,
Bu sözlere
Çöldeki kayığın,
Gururun,
Çok kızacak.
Ama az söylemişim,
Beynin 2 yaşında
Bir yatalak.

Ey korkak,
Uyan!
Sen hep koşacak,
Ne şu anın
Ne de sonun
Güzel olmayacak.
Onlar,
Sonuda
Kokmuş leşini
Çöpe atacak.

Senin
Parlak gelecek dediğin
Küçük bir sadaka,
Eşeğin gözüne verdiğin,
Sopanın ucundaki
Havuç dolu torba,
Sırtına vuruldukça dersin,
“Nerde hata yaptım acaba”
Acaba! ! !
Sıkıştıkça düşünür,
Ben duyarlıyım,
Ben farklıyım dersin,
Aslında var ya,
Gerçek hıyar sensin.

Sen,
Ey köle.
Savaştım,
Bir boksör gibi,
Kazandım dersin,
Ezdiğin insanların
Suratına bok sürersin.
Acımasız olmak gerek der
Ahkam kesersin.
Başka kölelere bakıp
Kendini güvende hissedersin.
Sen ki
Bir zincir ötesine geçtin diye
Kendini mutlu hissedensin.

Ey karabatak,
Bak,
Üstün gökyüzü, evren
Koca bir tabak,
İçinde ne ararsan var,
Seni doyuracak.
Altın su, okyanus,
Bilmediğin herşeyi
Karşılıksız sunacak.
Artık,
Şu bok çölünde
Yüzmeyi bırak.
Ey mamut,
Ne bekliyorsun,
Kim gelip
Seni kurtaracak,
Ruhunu ısıtacak,
Kanatlarını açıp,
Seni uçuracak.

Biliyorum korkuyorsun,
Onlarsız hayat
Nasıl olacak,
Aynaya baktığında,
Geriye ne kalacak.

Gel seninle,
Acı Denizi’ne dalak,
Tuzu tadak,
Yaralarımızı yakak,
Bize inanmıyorsan,
Balıklara sorak,
Onlar,
Acı şerbeti sunacak,
Tüm sorularına
Cevap olacak.

Gel seninle
Gerçek Dağı’na çıkak,
Kara bakak
Kara batak,
Adımız afişlere çıksın,
“Karlı Dağda Bir Karabatak, Dönüp Gerçeği Anlatacak”
İnan
Ruhun
Özgür olacak,
Nefesin
Katrandan arınacak.