artık kış
tek odalı evin
hanaya bakan perdesiz penceresinde buğu
hıdır, küpeli çanakları bir de su testisi-tası
sobada kaynayan erik hoşafının kokusu
cama parmakla yapılan çiçeklerin
en alt noktaları damla-damla süzülür
eliyin tersiyle silince dışarısı
ala-bulanık görülür
belli-belirsiz bir parlayış
gölgesiz manzara kar örtülüdür
kara kış
geniş avlunun çapraz köşesindeki
belli belirsiz dedemlerin evini
serçeler yurt edinmişti
birkaç damla daha aşağıya doğru
yol aldı camlarda
katıldı başka yollara
kendiliğinden mecrasını budu
su; bugüne kadar
şaşırmamış
unutmuş
güneş, yaz yakıcılığını
belli-belirsiz bir ışıltı
gökyüzünde bir yerlerde
unutmuş açılıp-kapanmaya,
gelip gitmeye
hayvanlara geçit vermeyen
sırık cümle kapısı
gıcırtıyla kapanışını
hafiften yan yatmış
yarı beline kadar kara batmış
alışmış
kanıksamış
avluyu çepe çevre kuşatan
çelenler belli-belirsiz olmayı
rüzgar avludan çıkan ayak izlerini
ne kürünmüşlük kalmış, ne iz
silmeye kararlı
savurmakta karları
elma ağacı bu kadarcık mıydı
bu kadar mıydı dalları
belli-belirsiz
beyazlanmış
kaçışmış
kuşlar, sürüyle uçuşan
sürüyle konan
cıvıl cıvıl kuşlar
hep birlikte
aynı yönde
uçmuşlar
birbirleriyle çarpışmadan
hep birlikte
kaçışmış
gitmiş
dedem;
Köy Odasında yarenlikte
ebem komşularda gezmekte
gideli epey olmuş olmalı
kara-örtü damları kürünmemiş
ocakları yanmıyor olmalı
bütün manzaramızı kapatan,
genzimizi yakan duman
ortalığı kaplamamış
küllenmiş
bizim soba da
kedimiz yerinde değil
babam odunda belki
ablam ahıra inmiştir
abim okulda mı hâlâ
yoo bu gün tatil
daha dün aldı ilk karnesini
anam komşuda halı dokumakta
kardeşim anamın sırtında sarılı olmalı
salıncağında olsa çoktan ağlardı
salıncağı dingin
bu gün sanki hiç
sallanmamış
susmuş
sokaklar bomboş
okul bahçesinde olmalı çocuklar
pazardan gelecekleri bekliyor olmalılar
kapının şırkıldağına yetişiyor boyum
papbamın içi de kar
giyilmiyor, üşümüş
ıslak-mıslak varsın olsunlar
kar bembeyazlıktan öte
yumuşacık
yaşasın
benden başkasının izi yok
benimde ilkinkinden sonra
geri de gidemiyorum
papbam kara
saplanmış
saklanmış,
daha dün
evlerine dönen davar
horozdan kaçan tavuklar
öten-horozlanan horozlar
dam ucunda yatan
sinece çomar
açılmayı unutmuş komşu kapılar
köye ölü toprağı
saçılmış
yakınmış
ağabeymin okuldan gelmesi
bugün okul tatildi değil mi
ahırdan da ses gelmiyor
dedem köy odasından
ebem komşudan,
ne zaman gelir
babam pazara mı gitti,
kahveye mi
bu karda çifte gidecek değil ya
öyleyse çomar
ablam kimbilir kimde keşiktedir
kardeşim salıncağında değil
ya anam
anam
anaa
anaaaa!
(bazı şeylerin karabasan olması ne güzel.) çok şükür
İbrahim ÇelikliKayıt Tarihi : 23.12.2006 19:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!