İhtişamlı
Duruşunla bize Osmanlıdan
Yadigar kaldın.
Üçüncü Selim’in Paşalarından
Haydarpaşa’nın,
Adını tarihe altın harflerle yazdın.
Kim bilir,
Asırlarca, neler gördün, neler yaşadın.
Kim bilir;
Ne sırlar gizlidir, yosunlu taş
Duvarlarında.
Kimseyle paylaşmadığın,
Asla paylaşmayacağın.
Büyük
Depremler gördün, sabotaja
Uğradın.
Yandın, yakıldın, sarıldı yaraların.
Yine de;
Asırlar boyu bir abide gibi, dimdik,
Duruşunla,
Ben boğazın simgesiyim dedin,
Ayakta kaldın.
Kim bilir;
Elinde içi yalnızlık dolu ahşap
Bavullarla,
Kimler geldi-geçti Haydarpaşa
Garından.
Kimleri taşıdı kömürlü kara trenler.
Buharlı
Yorgun, yanık sesli gemiler.
Kim bilir;
Kimleri mutlu-mesut ettin,
Kavuşturdun,
Hayır duasını aldın.
Kim bilir;
Kimlere ihanet ettin,
Ayırdın sevdiklerinden.
Gözü yaşlı bıraktın, ne beddualar
Aldın.
Kim bilir;
Nice gencecik fidanlar sağ olarak
Geldi,
Ölü çıktılar tren vagonlarından,
Gemi
Kompartımanlarından.
Kim bilir;
Ne ağlamaklı anne-babalar, kardeşler,
Yavuklular,
Bir trene, bir vapura koşuşup durdular.
Bilirsen sen bilirsin ancak,
Ey Haydarpaşa.
Kim bilir;
İstanbul da yaşayıp da
Kimin anısı
Yoktur Haydarpaşa Garında,
Tren raylarında.
Gök mavisi sularında, Kalamış Vapurunda.
Kim bilir;
Acı-tatlı anılarından mı, sırdaş oluşundan mı,
Her nedense,
Seni özlüyorum, görmeden duramıyorum.
Sabah
Bekle beni,martılar uyanmadan geleceğim
Sana.
Benim vazgeçemediğim, kara sevdam,
Haydarpaşa.
20.05.2010
İstanbul
Kayıt Tarihi : 20.5.2010 22:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sevgiyle kalın e mi
okudum bana bu anıları yaşatan şiirinizi tebrikler.
Ustadım.
TÜM YORUMLAR (5)