Gökyüzünde matem var,karalara bürünmüş ağlıyor üzerime hıçkıra hıçkıra bulutlar.Kuşlar yuvasına dönerken görmüşler beni ortak olmak istemişler koca derdime.
Yürüyeme biminik bir serçe konmuş,konuşmayı denemiş başaramamış, adımı sormuş cevabın alamamış.Sonra kendince bir isim bulmuş hem derdime hem de öğrenemediği şu doğduğumda üzerime yüklenen lanet şeye.
Kara Sevda demiş...
Kara sevda demiş yüreğim dile gelmiş rüzgarı çağırmış avazı çıktığınca bağırmış alıp götürsün naramı koca dağlara çarpıp yarin kulağına çarpısın diye.
Oysa yarin yüreğinin taştan olduğu, kapısını kaybetti sevgiye kapalı olduğunu unutmuş.
Minik serçeye derdini açmış anlatmış anlattıkca ağlamış ve ağladıkca ayrılığın kahbeliğini bir kez daha anlamış.
Sonra minik serçeden bir söz almış.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta