Gökyüzünde matem var,karalara bürünmüş ağlıyor üzerime hıçkıra hıçkıra bulutlar.Kuşlar yuvasına dönerken görmüşler beni ortak olmak istemişler koca derdime.
Yürüyeme biminik bir serçe konmuş,konuşmayı denemiş başaramamış, adımı sormuş cevabın alamamış.Sonra kendince bir isim bulmuş hem derdime hem de öğrenemediği şu doğduğumda üzerime yüklenen lanet şeye.
Kara Sevda demiş...
Kara sevda demiş yüreğim dile gelmiş rüzgarı çağırmış avazı çıktığınca bağırmış alıp götürsün naramı koca dağlara çarpıp yarin kulağına çarpısın diye.
Oysa yarin yüreğinin taştan olduğu, kapısını kaybetti sevgiye kapalı olduğunu unutmuş.
Minik serçeye derdini açmış anlatmış anlattıkca ağlamış ve ağladıkca ayrılığın kahbeliğini bir kez daha anlamış.
Sonra minik serçeden bir söz almış.
Yüreğini öldürüp onun kanatlarına yükleyip uzaklara gömmesine dair.
Minik serçeye ağır gelmiş bu yük.
Ağır olan ölü yürek değil bu yürekdeki koca sevgi demiş...Ve minik serçede ağlamaya başlamış.
İşte o an Kara sevda iki şehit vermiş sevgi adına. Biri kara sevda adlı koca yürek diğeride ağlayınca ölen minik serçe...
Kayıt Tarihi : 13.5.2020 02:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!