Bir hüznü kanatmıştık
Basmıştık tütünü
Ve kabuk bağlamıştık
Bin kırlangıç havalanmış
Bir teki dönmemişti
Toplanmıştı şairler
Sokakta karşılaştım.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Devamını Oku
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Bu şiir şiir değil.Ne kadar tutarsız yalan,yanlış,birbirinden bağlantısın kelime varsa yazmış.Ne den böyle yazıyorlar.Kimse bir şey anlamasın ki vay be ben anlayamadığıma göre bu şair çok bilmiş havalarında olunca modaya uygun yazılmış oluyor.Moda ya uydumu akan sular durur istgerse hiç bifr şey anlatmasın,mantığa uymasın,hiç önemi yok.
Sonuç.Arada şiire benzer satırlar var fakat daldan dala atladığı için şiir olmaktan çıkmış çorba bile olmamiş.
Bir hüznü kanatmıştık
Basmıştık tütünü
Ve kabuk bağlamıştık
Bin kırlangıç havalanmış
Bir teki dönmemişti
Hüznü kim kanatmış...Biz..
Tütünü kim bastırmış ... Biz.
Kim kabuk bağlamıştı...Biz
Hadi yarım yamalak biraz mantık kırıntısı var zorlama ile var diyelim..
Bin kırlankıç kel alaka...Dönmemişler yine yukarı ile bir bağlantısı yok.Kel alaka.
Şair kendi kendine bir bağlantı kurmuş olabilir.
Lakin okuyan bunu asla anlayamaz.Seçenlere de biraz yağ çekmek demeyeyim de ayıp olmasın diye ,Ne yapar Onur Bilge gibi zorlama manalar çıkarmaya çalışır.İspir ustamızın yorumlarına laf yok.Bir şey söylesem binbir cevap alabilirim.Altından kalkamam.Ne yaşım ne de zamanım müsait değil.Herkese selam.
Bir hüznü kanatmıştık
Basmıştık tütünü
Ve kabuk bağlamıştık
Bin kırlangıç havalanmış
Bir teki dönmemişti
Toplanmıştı şairler
Öldürülmüş düşlerin
Matemini tutmaya
Hiçbiri ihmal edilmemişti ...şair bu iki dizede...şiirin fragmanını sunuyor okura...yani bir çelişki göremedim...düşlerin vurulmasıyla ilgili olarak...şairlerin toplu eyleminden bahsettiği izlenimi veriyor...ben...biz oluyor...sağlam bir kurgu...harika
unutmadan; bir şiiri var ama uzun mesaisi olduğu belli şiirle...sadakatli ama şiirini taşlayacak kadar alçak gönüllü...ordaburdayazıldıderken...
Geçmişe hüzünlü şiirlerle sıkı sıkı tutunan bir şair tanıdım bugün...di'li geçmiş zamanları unutulmaya yazılmak ve zamandan silinmek diye hüzne yatıran ve sabırla sokaklarında dolaşan bir şair...ilk okuduğunuzda kendi sesinden çok hüznü çok fazla duyuyorsunuz...sanki gözleri hep yaşlı ve gülümsüyor...ama şairce oturuyor hayatın kapı önlerine ve bizi çağırıyor...yazlık sinemada filim sanki başlamış biz geç kalmışız...garip bir duygu verdi...güzel
Merhaba,
Kara Roma’n Eskizi ile ilgili olarak yapılan tüm değerlendirmeleri ilgi ile okuyor ve toplu bir değerlendirme için notlarımı alıyorum. Bundan sonraki çalışmalarımda bana yardımcı olacak bu değerlendirmeleri yapan, olumlu / olumsuz eleştirilerini paylaşan tüm arkadaşlara teşekkür ediyor ve selamlarımı sunuyorum. Saygılarımla.
Efendim şimdi yiğidi öldüreceğiz hakkını yemeyeceğiz. Her ne kadar hikâyemsi bir üslup varsa da, bir bütün olarak ele alındığında şiir şahane kurgular ve cümle kalıpları ile dolu.
Bakınız ne orijinal
-Hüznü kanatmak
-Dizeleri bumerang gibi fırlatıp atmak
-Acının endamını hatırlamak
-Düşlerin vurulması
-Kanadını unutmuş kırlangıç
-Yalnızlığın alnına kibrit çöpü çakmak
-Zamanın tutuşup kentin üstüne devrilmesi
-Ateşin parmak izlerine doğru yürümesi gibi
Bakınız ne kadar güzel.Hakikaten şair yüreklidir bu dizeleri yazan.Acılardan ve aşktan beslenmiştir.Geçmişte kalmış yaşanmış bitmiş ama bir türlü unutulamamış bir olay havası vermek için(ki anlaşılan öyledir) şair –mişli geçmiş zamanın veya şimdiki zamanın hikayesi ile bileşik fiiller kullanmış.Bu şiirselliğe zarar veriyor kanaatimce.Ama ne olursa olsun şiirin güzelliği ve ayan beyan ortadaki şair yürek inkar edilemez.O nedenle şairimize özel olarak şükranlarımı arz ediyorum.Bu üslubu Nazım’ın bazı şiirlerinden de hatırlıyorum.Ama tabii o çok başarılı işlemiş.
Tabii yerine göre bütün zaman kipleri ile yazılabilir ama şiirselliğe en uygun zaman kipi geniş zamandır çünkü önü ve arkası olmayan bir şeydir sınırsız sonsuzdur.Ve şiirin ömrüne ömür katar.
Neyse meramımızı anlattık sanırım.Bu günün seçimi hakikaten yerinde ve çok güzel şiir namına.Antoloji yönetimine ve katkıda bulunan tüm değerli yorumculara en içten saygılarımı sunarım.
Şiir, yeni bir akım gőrűntűsűnde; gűzel ve sevilesi sade bir dil. Yedisinden yetmişine hatta Tűrkiye’den Azerbeycan’a uzanan Avrupa’da dahi asimileşmiş Tűrklerin ya da ‘internelleşmiş’, başkalaşmış Tűrkçe konuşanlara kadar anlaşılır bir dil…Dil şiirin, edebiyatın yarı őzű…
Şiirsellik boyutunda ise ‘ben’ in bizle birleştiği bir yűklem var..Yani arabesk girdabında ‘egoistlikte’ ben ben diyerek boğulmamış.. Biz olan ben çoşmuş; gűzellik ve algı veriyor okuyucusuna.
Bűtűnlűk kavramında ve şiir akışında tek bir aksaklık ise gőzűmden kaçmıyor. Daha őnce ki dizde şair şőyle diyor:...
“Öldürülmüş düşlerin
Matemini tutmaya”.....
Ve şiirin sonraki satırlarında şunu okuyoruz:....
“Vurulunca düşlerimiz
Kanadını unutmuş kırlangıç gibi”.....
Şiirin bűtűnlűk kavramında dűş őldűkten sonra vurulmaz… Őlen zaten őlműş neyi vuracaksınız ki!
Farklı imge, kavram ya da metafor irdelemeler olsa dahi, aynı sőzcűk kullanılması hele hele aynı vurgu yapılması, şiire fazlalık yűkler ki gerek yok bence…
Şairini kutladım..
Saygıyla.
Elimde kibrit çöpü
Çakıyordum alnına yalnızlığın
Tutuşup devriliyordu
Kentin üstüne zaman
Bir sigara yakıyordum
Parmak izlerime doğru
Yürüyordu ateş
İzmarite dayanıp
İs oluyordu
Yüzüme vuruyordu
Eşkalim esmer çıkıyordu bu yüzden
Beni hiç kimse tanımıyordu .........kutlarım
Tek şiiri kayıtlı , bu semâvi sitede ; (!)
Sarraflar tartıp , ''günün şiiri'' diye seçmiş...(!)
Şiir ve Pehlül Dâne bu zamandan ötede ;(!)
Sanki şiiri hazmetmiş, ötesine geçmiş...(!)
Karpuzcu , karpuz yemiş , üstüne de çay içmiş ...
Bazen kalem akıldan uzaklaşıp gidiyor ...YOK YAŞA PEHLÜL DEĞİL ; ÇOK YAŞA PEHLÜL olacaktır...Pardon ...
Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta