Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç.
Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı.
Bir de doru bir at, genç ve sağlıklı.
Sadağımı doldurun oklarla,
yayım sağlam olsun.
Salın beni steplere
Serbestçe hissedeyim rüzgarın temasını yüzümde..
Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç.
Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı.
Sürüsüz yalnız bir kurt misali geçti ömrüm.
Yol beni nereye çektiyse sürdüm atımı,
Kimseye hesap vermeden serbestçe,
Rüzgarın sürüklediği kuru yaprak misali,
gezdim bilinen, bilinmeyen binlerce diyarı..
Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç.
Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı.
Ateşten denizler geçtim, kandan nehirlerde yüzdüm,
Kemikten dağlara tırmandım
Cehennem evim oldu, iblisler yoldaşım
Binlercesiyle at sürdüm, sözde insan özde kurt
Yerle bir edilmiş kentler, ateşe verilmiş obalar
Çığlık çığlığa savaşan, kaçışan ve ölen erkekler, kadınlar, çocuklar
Ölüm hasadımız oldu
Ceset dolu savaş meydanlarından..
Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç.
Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı.
Güneş batıyor ufuktan
Karanlık bulutlar sarmış çevremi
Ateşimin başında bir başıma
Dinliyorum gecenin fısıltısını
Bana benim öykümü anlatıyor
Yüzler geçit resmi yapıyor gözlerimin önünden
Öldürdüğüm adamlar, yattığım kadınlar
Gelip geçen yılları
Yaşam sürem bitmiş
Artık ölme zamanı..
Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç.
Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı
Albız geldiğinde ruhumu almak için
Savaşacak gücüm olsun
Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç.
Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı.
Son bir kez, onurla….
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta