Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç. Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı. Bir de doru bir at, genç ve sağlıklı. Sadağımı doldurun oklarla, yayım sağlam olsun. Salın beni steplere Serbestçe hissedeyim rüzgarın temasını yüzümde.. Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç. Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı. Sürüsüz yalnız bir kurt misali geçti ömrüm. Yol beni nereye çektiyse sürdüm atımı, Kimseye hesap vermeden serbestçe, Rüzgarın sürüklediği kuru yaprak misali, gezdim bilinen, bilinmeyen binlerce diyarı.. Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç. Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı. Ateşten denizler geçtim, kandan nehirlerde yüzdüm, Kemikten dağlara tırmandım Cehennem evim oldu, iblisler yoldaşım Binlercesiyle at sürdüm, sözde insan özde kurt Yerle bir edilmiş kentler, ateşe verilmiş obalar Çığlık çığlığa savaşan, kaçışan ve ölen erkekler, kadınlar, çocuklar Ölüm hasadımız oldu Ceset dolu savaş meydanlarından.. Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç. Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı. Güneş batıyor ufuktan Karanlık bulutlar sarmış çevremi Ateşimin başında bir başıma Dinliyorum gecenin fısıltısını Bana benim öykümü anlatıyor Yüzler geçit resmi yapıyor gözlerimin önünden Öldürdüğüm adamlar, yattığım kadınlar Gelip geçen yılları Yaşam sürem bitmiş Artık ölme zamanı.. Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç. Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı Albız geldiğinde ruhumu almak için Savaşacak gücüm olsun Tek istediğim kara öz çelikten keskin bir kılıç. Parmaklarım serbestçe kavrasın boynuz kabzayı. Son bir kez, onurla….
Kaan Cengizhan KaracaalpKayıt Tarihi : 18.3.2012 13:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!