Kara bir kutuya mezarın deyip,
İçine hatıralarını gömmüştüm...
Titreyen elimle '' O ÖLDÜ '' yazıp,
Seni unutmaya yemin etmiştim...
Kaç kara yıl geldi geçti...
Kaç kara heberleri gömdü bu yıllar,
Bir kara kutuydun elimin altında amma;
Bir seni unutupta atamadım yâr.
Daha dün gibi çarparken kalbim,
İlk kez; bugün açıyorum hâtıraları yâr...
İşte! ...
Kurumuş bir mendil,
Ayrılırken; gözyaşını silip verdiğin,
Nakış gibi bir cümle yazıp üstüne
''Ağlaman yasaktır'' hep gül, dediğin
Mendilim kurumuş, buruşuk amma;
Gözyaşlarım bir yağmur Kara Kutuda! ...
Kurumuş bu gülü hatırlar mısın?
Doğum günümde bana verdiğin,
Kopartıp birer birer dikenlerini,
Batmasın eline acır dediğin
Kurumuş gülüm batmadı amma;
Her yılım bir diken Kara Kutuda! ..
Saçının bir teli çıktı içinden
Kopartıp saçından bana verdiğin,
Simsiyahtı saçlarımız ikimizinde
Bir ömür saklamaya yemin ettiğim...
Yeminim ellerimde simsiyah amma;
Ağardı saçlarım Kara Kutuda! ...
Bir piyango bileti şimdi elimde,
Bir postacı kapımı çalıp vermişti
''Açık olsun talihin'' dileklerinle,
Bir yılbaşı gününde bana gelmişti
Her yılbaşı hatırlar, gülerim amma;
Talihim hiç gülmedi Kara Kutuda! ...
Şimdi son hatıran kaset gibiyim,
Unutulmuş şarkılarla dolu gibiyim,
Sensiz dinleyemem; ölür gibiyim,
Gel de veda edelim karanlıklara...
Bizim şarkımız çalıyor Kara Kutuda! ...
Kayıt Tarihi : 16.4.2008 11:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!