Kara/kuru iki sihirli kutu resmen çoluk çocuk, ana baba hepimizi esir etmeyi başardı maşallah. Bu kutuların biri 20. yüzyılın en harika buluşu da diyebileceğimiz televizyon, diğeri ise 21. yüzyılın daha başında muhteşem icat olmayı başaran ve hemen hepimizi yaşamına doğrudan giren bilgisayar.
Aslında bu sihirli kutuların ikisi de bir anlamda aptalca buluştur biliyor musunuz?
Anladım şaşırdınız amma sabrederseniz açıklayacağım.
İnsanı yok edip tüketme noktasına getiren, aile yaşamını felç eden, bizi bize yabancılaştıran, karı ile kocayı, etle tırnağı, atla arpayı ayırmayı başaran kara kuru iki kutunun marifetlerini, onları kimin, ne amaçla, esrar gibi, eroin gibi yaşamımıza pat diye soktuğunu anlatacağım.
Ha, siz bu kutulara aptalca dediğime bakmayın, benimkisi biraz kızgınlıktan biraz kırgınlıktan kaynaklı, bir sinirlilik halinden esinlenen bir duygunun dışa vurumu işte.
O zaman çağın buluşu da denen bilgisayarla başlayalım öyleyse… Yakın çağı bitirip yeni bir çağın, iletişim çağının başlamasına vesile olan o illet makineden başlayalım.
Bütün marifeti insanoğlunun verdiği komutu uygulamak okapalı kutu…
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta