..KARA KARıNCALAR 4 Aralık DÜNYA MADENCİ ...

Onur Bilge
1710

ŞİİR


43

TAKİPÇİ

..KARA KARıNCALAR 4 Aralık DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ

I

Bir hengâme yol boyu
Yapraklar kıpır kıpır
Kuşlar cıvıl cıvıldır
Rüzgâr hafif veya şiddetli
Her yönden esmektedir
Karıncalar zeminde sürekli yürümekte
Ağaçlar boy atmakta
Dallar uzamaktadır
Yeni yapraklar çıkmakta
Hissetsek de hissetmesek de
Tomurcuklar oluşmakta
Çiçekler açmaktadır

Doğada bir hareket bir iş bir oluş
Bir yok oluş tükeniş
İç içedir fiiller
Failini düşündürse de düşündürmese de
Tıkır tıkır işlemektedir
Bazen tıkır tıkır bazen şıkır şıkır bazen hışır hışır bazen de vızır vızır
Sıcak yaz günlerindeyse bambaşka olmaktadır
Pırıl pırıl yaşanmaktadır
Sessizce yol alanlar da vardır
Duyamadığımız sesler de
Kazma kürek sesleri
Bitkin nefes sesleri
Karıncalar tünellerde sürekli yürümektedir

Topaç vınlaya vınlaya
Yer küre
Bu dev kütle nasıl bir sesle
Sanki sessizce döner hissettirmeden
Yolcularına hızını korkunç uğultusunu
Sesini bulutlara mı duyurur kuşlara mı
Beraberliği var mı bir eşle
Etrafında dört dönüp kur yapan ayla
Garip bir dansta fısıl fısıl sohbette biteviye
İşaret diliyle mi anlaşmakta güneşle

Tuhaf bir tavaftalar birbirleriyle
Tavaf ettiği güneş tavaf ettiği kendisi
Bunca asırdır döner durur
Özüne varmış mıdır
Yakıcı bir vuslata
Gerçekten hazır mıdır

Yüklendiği dağların altında mutlu mudur
Gizli gizli gözyaşı döktüğü de olur mu
Ya nedir bulut olup şakır şakır dökülen
Umutlu mu kıyamet denilen felaketi beklerken

Hep hareket halinde
Durması helâkidir
Kendisinin de sırtındakilerin de
Her şeyin yaşaması harekete bağlıdır
Kalbin durup dinlenmeden atmak istemesinin
Gözün rüyada bile bakmak istemesinin
Kulağın duyma mecburiyeti
Kapak edinmek istememesinin sebebi bu mu
Ya telaşı insanın
Bitip tükenmeyen arzular içinde yaşaması
Hep kıpırtı hali iç organlarımızın
Hareketsizken bile
Uyku halinde dahi şırıl şırıl akması damarlarımızda kanın
Canlılık denen neyse demek ki böyle olmalı

II

Huzursuzluk kendimde içimde belki de
Biteviye çırpınan yüreğimin içinde

Bu bir arayıştır dağların içinde
Yer altında bir yer arayıştır
Bir çıkış
Bir savaş
Bir yarış
Bir lokma bir hırka için
Bir karış yer
Yer acımasız
Yer gaddar
Yer insanı yer

Bu bir arayıştır kör karanlıklarda
Kör gözlere aykırı gören gözlerle
Işıkla arayıştır
Bir ışık arayışı
Bir ışık
Bir çıkış

Karanlık gecelerin aydınlık yâri ile
Ayrı olan bedenin bir yer arayışıdır
Bir yer koskoca evrende
Koca dünyada bir yer
O yerde bir sokak
Bir barınak
Sığınak
Ev sokağın sokak evin içinde
Her şey evin içinde

Ev var evin içinde
Dev var devin içinde

İçinden çıkılmayan bir iç içelik yani
Yani beden ve ruhun
Yani ruh ile gönlün
Yani canla cananın iç içe oluş hali
Belki de bunların yer değiştirmesi ile yaşanan karmaşada huzursuzluğu ruhun

III

Her şey yerli yerinde iken
Hayat ne güzel
Ne kadar mutlu insan sevdiğiyle beraber
Binlerce kişi olsa
Olsa herkes kul köle eğer
Özelliği olan o seçkin kul gibi değil
Değil onunla bir ömür mutluluk
Bir anlık beraberlik bile her şeye değer

Yarım insan dünyada
Eksik cümle yaratık
Tamamlanma çabası içinde cümle canlı
Durmaksızın hareket
Çılgın bir telaş içinde
Kimisi yeryüzünde
Kimisi yer altında

Kara karıncalar boyuna çalışmakta
Çabalamada ama

Aması malûm
Elim bir durum

IV

Hareket soldan sağa
Sağdan sola hareket
Hareket dıştan içe
İçten dışa hareket

Harekette rahatlık
Harekette bir huzur
Onun durduğu yerde
Durur zaman da mekân da

Kıpırdayın perdeler
Kımıldanın yapraklar
Kanat çırpın ötüşün göklerde renk renk kuşlar
Çabuk çıkın yapraklar
Hızla açın çiçekler
Sizleri sessizce bekler kelebekler
Vızıl vızıl arılar bekler
Arıları petekler

Kara karıncalar ekonomiye emek ekler
Emek üstüne emekler
Heder olan emekler

Ne yazık ki halen e mek le mek te ler

V

Konuşun artık suskun melekler
Ey kara melekler

Evlerde analar babalar
Evlerde eşler evlatlar
Sizleri sağ salim bekler

Yükseltin sesinizi
Olanca gücünüzle
Bir ağızdan bağırın
Haykırın

Nasıl duyurduysanız sesinizi o yüce hünkâra
Süleyman gibi duysun cümle âlem
Yolunu yöntemini değiştirsin
Bir yolunu bulun ki
İşitsin sağır sultan

Ayetin sedasıyla
Kahraman edasıyla
Yürüyün terli alınlarınızın kutsal ışığıyla
Ses çıkarsın çamurlu çizmeler
Eğilmeyin kamburlaşmayın
Şöyle bir resmigeçitte gibi
Mağrur ve dimdik
Aydınlansın mahzenler labirentler
Dehlizler evler ocaklar

Ey mazlum insanlar
Masum karakarıncalar
Hırsızlar emek çalar

Uygun adım
Rap rap

Titresin yedi kat yer
Titresin dağlar taşlar

Firavun’un sinini yerle beraber eden sizler değil miydiniz
Sizler değil misiniz onca cesedi un eden

Nemrutlaşan insanı leşleşen kokusundan bilin
Üstüne üstüne gidin

Üşüşün üzerine
Üşüşün

Düşünün

Sonu yok bu illetin
Yer altından yer altına düşüşün
Duyduğu yok milletin

Düşüş zillet
Kalkış ün

Yeter artık
Çıkın karanlıklardan

Kalkındırdığınız kadar
Kalkının

Kalkın

Onur Bilge
Kayıt Tarihi : 7.12.2016 23:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Onur Bilge