Karanlıktı,
Yüreğime geçirmişti dişlerini,
Karanlıktı,
Elleri, kolları, Bakışları,
Gülüşleri bile karanlıktı,
Yeryüzü kararmıştı,
Rüyalarım ışığa hasret,
Dudaklarım gülüşe hasret,
Yüreğim sevgiye hasret,
Öylece kalakaldım,
Bir Fırtınanın ortasında gibi,
Dipsiz bir kuyu gibi,
Soğuk bir mağaranın kapısı gibi,
Açılıverdi dudakları,
Yarasalar ağzından fırlayıverdi,
Karanlık kalbime, karanlık pençeleri
Herşey kararmıştı,
Ekmek bile karaydı,
Kalbimden akan kan,
Bir tek o kırmızıydı,
Bayrağım gibi,
Tuttum avuçlarımda,
Öptüm,
Yüzüme sürdüm
Bir tek o sıcaktı,
Bir tek yüreğim atıyordu,
Bir tek kanım akıyordu,
Geriye kalan herşeyden korkuyordum,
Kalbime soktum avuçlarımı,
Yüreğimi kopardım,
Yüreğini kopardım...
Şimdi o da soğuk,
Soğuk gecemde,
Soğuk ellerimde...
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta