Kara bulutlar sarmış, Afrika semalarını
Ve bitmeyen elemler.
Katran lara bürümüş,mahzun simalarını;
Yazı yazan kalemler.
Açlık,susuzluk sarmış,kara kaderlerini,
Büyük sahra çölünde.
Artırıyor kuraklık,yüzde kederlerini,
çaresizlik yolunda.
Uçuşur sürülerle,gökte ki akbabalar,
masumları görünce.
Direnir; güçsüz çocuk,var gücüyle çabalar,
teslim olmadan önce,
Ölümün kucağında,yatarak sere serpe.
Zayıflamış kemikler.
Tel tel olmuş saçları,zavallı güçsüz körpe
Ve son hamle; emekler.
Takati tükenince, kalkamayınca yerden;
Nöbette akbabalar.
Mecalsiz kalan çocuk,vazgeçer artık serden,
başlanırken sambalar.
Çığlık kopar anneden; vurarak dizlerine,
çaresiz ellerini
Gagaların darbesi, vurulur gözlerine;
Koparır güllerini,
Annenin sinesinde,olan has bahçesinden.
Acısı Göke çıkar.
Yalvarır mabuduna, kendi öz lehçesinden,
Feryadı yeri yıkar.
Kuşların çığlığından, çıkan korkunç seslerle,
İniltiyi duyarak,
Dövünür! ama heyhat, büründüğü yaslarla
Kendide gün sayarak
Hasan KARABAY
12.08.2011
Kayıt Tarihi : 14.8.2011 11:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
tebrikler
TÜM YORUMLAR (5)