Kara Elmas Kara Ölüm Şiiri - Zeki Akdoğan

Zeki Akdoğan
210

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Kara Elmas Kara Ölüm

Ekmek davasıdır bu, bitmeyen yaşam umudu
Alın teri kadar ak ekmeği
Kazanmak kara elleriyle…
Her sabah içinde geri dönme umudu.
Bir lokma ekmeği helalinden hak etmek
Ölüme korkusuzca, gözü kapalı gitmek…

Bu sabah daha bir sıkı sardı
Kucakladı; karısını, çocuğunu
Ya yeniden doğmazsa güneş, karanlık dünyasına
Kara gözleri doldu, ağlamaklı
Boğazında bir hıçkırık
Alır mı yine bu akşam, minik yavrusunu
Acaba kucağına…

Bu birisinin değil, hepsinin hikâyesi
Evine geri dönmeyen, Üç yüz bir Soma madencisi.

Hey gidi Soma!
Yaşam odası, yanık ünitesi olmayan
Hatıramda saklı hala,
Yürekleri kanatan acıların
Yetim kalan evlatların, gözü yaşlı bacıların
Girişi olup da, çıkışı olmayan tüneller
Bir köşeye savrulmuş, kömür karası baretler.

Söyleyemez, Arz edemezdi halini
Kızar bağırırdı Dayı başı
Dayak, hakaret ve…
İçine akıtılan gözyaşı
Hasta, yorgun demeden takıp dişine canını
Eve ekmek götürmekti bütün uğraşı.

Ateşi hala yanmakta, yüreğimde Soma'nın
Silinme izi hayalden, yırtık kara çorabın
Tarihte kara sayfa, İki bin on dört Mayıs'ı
Taş bassam da bağrıma, sonu yok ıstırabın.

Sedyeniz kirlenmesin, çizmemi çıkarayım
Taze gelini, körpe yavrumu öksüz mü bırakayım?

Küçücük dünyasında avutmaz oyuncaklar
Baba diye feryatta öksüz, yetim çocuklar.

Zeki Akdoğan
Kayıt Tarihi : 18.5.2015 21:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu şiir geçen yıl yitirdiğimiz acıları hala yüreklerde kanayan Üç yüz bir Soma madencisi şehitlerimiz için yazılmıştır

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Zeki Akdoğan