Dalların çatal-matal, yaprakların salkım-saçak, kara dutum
Kırılmasın, dağılmasın zümrüt yeşili
yaprakların
Yapraklarını dökülmesini
Havada çırpınmasın
Çırılçıplak kalmayasın
Şu küçük bahçenin sevilen
Dağ, orman, yayla kokan benim sevgili dut ağacım
Baştan aşağı mor, baştan aşığ kıpkırmızı
Yada kan renginden
Urbalar
Giyinip-kuşanan
Meyvenden
Pestil
Pekmez yapılır
Dalı, budağı güzel
Dut ağacı
Sarıp-sarmalayan
Kocaman gölgen var
İyi ki rastladım sana
Gölgenle sar beni kana, kana
Kanayıp duran parmaklarım değil
Mor renginden
Şırandır
Parmak uçlarımdan damlayan
Ellerimde kalan şu siyahlık dutlarından kaldı, bana
Seni gagalayıp eşeleyen, küçük bir bülbülün gagasında
Bir çocuğun sana olan bakışlarında
Boylu boyunca gözlerim kalakaldı
Börtü-böceğe
Gelen, geçene
Pay edersin
Bereketli meyveni
Sana muhtaçım
Yeşil ilkbahar, sıcak yaz kadar
Dut ağacım, güzel ağacım bırak gölgen üzerime aksın
Şekerim, reçelim, balım, kaymağım yüreğim hep sende
Dudağımda, dilimde gitmesin tadın
Meyvesi
Böğürtlene benziyen
Dut ağacı
O sihirli yaprakların sihriyle
İpek kurtçukların
Kelebeğe dönüşen
Dut ağacım
Bana avuç, avuç
Dut verdin
Ellerim
Yüzüm
Mor, kızıl renge boyandı
Dallarına tırmanıp
Üstüne basıp
Sana acı veren
Çocuklara, sırtın dönük olmasın
Eğ, bereketli dalların yere doğru, dutlarından çocuklarda yesin
Mehmet Çobanoğlu
11.08.2022
İstanbul
Kayıt Tarihi : 11.8.2022 13:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!