Kara çocuk ve arkadaşları ilçeye yakın bir köye bağ, bahçe çapalamaya gitmişlerdi. Hepsi ondört onbeş yaşlarında zıpkın gibi gençlerdi. En büyükleri on sekiz yaşındaydı. Bu yaş itibariyle büyük olduğu için başkanlık yapıyordu. Zaten çapalama için onu çağırmışlardı. O da herkesi toplamıştı. Akşama kadar çalışıp yedi buçuk lira para alacaklardı.
Sabah ezanında yola çıktılar iki saat yaya yol aldıktan sonra çalışacakları bağa varmışlardı. Mal sahibi onları bekliyordu. Yapacakları işi gösterdi ve abileriyle bir şeyler konuştu, cebinden bir şeyler çıkarıp abilerine verdi ve gitti. Daha onu hiç görmediler. Akşama kadar aç açık bağ çapaladılar. Akşam ezanı vakti abileri herkesin parasını verdi ,
- Haydi köye gidiyoruz
Dedi. Yola koyuldular. Kara çocuk
-Ağabey siz gidin ben ilçeye uğrayıp da geleceğim.
Dedi.
Onlardan ayrılıp ilçenin yolunu tuttu. İlçe çalıştıkları köye çok yakındı. On dakika sonra ilçeye varan kara çocuk doğru fırına gitti. Annesi ve kardeşi beyaz Pazar ekmeğini çok severlerdi. Atmış kuruştan iki tanı beyaz pazar ekmeği aldı. Ekmekleri kağıda sarıp verdiler. Oradan helvacı Yaşar’ın dükkanına gitti. Beyaz köpük helvasını çok severdi. Yüz kuruşlukta helva aldı.
-Helvayı burada mı yiyeceksin?
- Yok dayı köye götüreceğim
Köpük helvasını da kağıttan kutuya koyup verdiler. Kara çocuk kağıtta sarılı ekmekleri ve kağıt kutudaki köpük helvasını bohçasına sardı, kazmasının ucuna sıkıca bağladı. Kazmasını omzuna asıp köyün yolunu tuttu. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Kendi kendine,
-Hızlı adımlarla yürürsem bir buçuk saate köye varırım.
Diye söylenerek yürümeye başladı. Hava gittikçe karardı göz gözü görmez oldu. Yürüdüğü yolu bile görmekte güçlük çekmeye başladı. Pek korkak değildi ama içine bir kurt düştü, bütün dikkatiyle etrafı dinlemeye başladı.
-haşırt..hışırt
Yürümeyi hızlandırdı. Ses çoğalmaya başladı. Durdu, yüreği hoplayarak arkasına baktı. Karanlıktan hiçbir şey görünmüyordu.
-Ne olacak yav her zaman gittiğim yol
Deyip koşmaya çalıştı, baktı ki koşunca yoldan çıkıyor koşmayı bıraktı. O ses hala arkasından gelmekteydi.
-Kim var orada, korkmuyorum işte gelsene yanıma
-haşırt hışırt
Durdu. Kara çocuk durunca ses kesildi.
-İşte öyle korkarsın demi?
Tekrar hızlı adımlarla yürümeye başladı.
-haşırt hışırt
Bildiği bütün duaları sesli sesli okumaya başladı. Gece karanlıkta korkan insanlar sesli sesli ya şarkı söyler , ya ıslık çalar ya da sağa sola lüzumlu lüzumsuz bağırırlar.
-haşırt hışırt
-Köye de az kaldı ama bu ses ne yahu üç harfliler midir nedir, Allahım sen koru. Ayağı takıldı yere düştü. Ekmekler ve helva aklına geldi. Kazmasının ucuna el yordamıyla baktı.. duruyorlardı.. kazmanın ucundan çıkarıp eline aldı. Yürümeye başladı. Ses kesilmişti. Derin bir nefes aldı, kendi kendine gülmeye başladı. Kazmasının ucuna bağlı bohçası kara çocuk yürüdükçe kazmasına sürtmüş ses çıkarmıştı. Kendi kendine ,
-kimseye anlatmayacağım
Dedi, hızlı adımlarla evine geldi. Kan ter içinde kalmıştı. Bohçasını annesine verip banyoya girdi.
Recep Uslu
Kayıt Tarihi : 6.3.2024 16:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!