KARA CEMİL
Kangal ‘ın karakışı bu yıl erken bastırmış, yalnızlık dolu uzun kış gecelerim yeniden başlamıştı.
Karın beyazlığıyla az-boz ağarmaya koyulan karanlık sokaklarda ayaz kol gezmekteydi. Suratımı ustura gibi kesen soğuk bir kış rüzgarı beyaz kar topaklarını savurarak daracık sokaklara saldırıyor, paltomun eteklerini uçuruyor, saçlarımı darmadağın ediyor, yığma taştan yapılmış binaların çatılarında uğulduyor, keskin, ince ıslıklar çalarak karlı ovaya doğru yayılıp gidiyordu.
Atkısına ve paltosuna sımsıkı sarılıp sarmalandığı için kendisini tanıyamadığım biri:
- İyi akşamlar doktor…
Diye seslenerek fırtınaya karışarak kayboldu.
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,