Kara Bıyık Ahmet Şiiri - Davut Altınsu

Davut Altınsu
56

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kara Bıyık Ahmet

Duyduğum bağırıştan sonra benimde gözlerim herkesin baktığı yere ilişti.
Adam vinçle kendini asmıştı. Şantiyede herkes üzüntülü bir bakışla seyirci kalmıştı.
Vincin sürücüsüne bağırarak hemen vinci aşağıya indirmesini istedim ve hemen indirildi.
Umudumu kaybetmeden adama kalp masajı yapmaya koyuldum.
Tüm benliğim onu kurtarmaya odaklanmış idi.
İnanılmazdı! Adam gözlerini soğuk ve aynı oranda korkulu bakışlarıyla açtı.
Neyse ki ambulans olay yerine vaktinde geldi. Hiç vakit kaybetmeden adamı hastaneye kaldırdık.

Ertesi sabah Kara bıyık Ahmet’i ziyarete gittim.
Kendine geldiğinde:
—Neden engellediniz beni?
Sakin bir şekilde şöyle açıkladım;
—Dün Bıyık Ahmet öldürdün. Ve senin onunla tek bir bağın var. O da, onun vücudunu taşımandır.
Şaşırmıştı. Devam ettim.
—Sen dünyaya yeni adım atmış bir insansın. Özgür ve kimseye bağlı değilsin. Ne bir ailen var, ne de bir dostun ve ne seni buraya bağlayan bir belge. Ancak sen herkesin bildiği kara bıyık Ahmet’in vücudunu taşıyorsun. İstersen onun vücudunu kullanarak, onun kimliğini taşıyabilirsin. Yahut kendine yeni bir isim bulursun ve hayatının kalan kısmını bu yeni isimle yaşarsın.
Onun ailesini kendi ailen olarak kabul edebilirsin veya kendine yeni bir aile kurabilirsin. Onun maaşını alabilirsin. Onun sana fayda sağlayabileceği her şeyini alabilirsin. Onun sıkıntılarını, başarısızlıklarını, umutsuzluklarını ve ona dair sevmediğin ne varsa hepsinden vazgeçebilirsin. Unutma ki artık sen yeni bir insansın ve kara Bıyık Ahmet’e dair hiçbir sorumluğun yok!
Onun hiçbir sorumluluğu seni bağlamaz. İstersen Bıyık Ahmet’ten istediğin bir özelliğini, sorumluluğunu veya bağını kullanabilirsin. Çünkü herkes seni o sanıyor.
Bunu iyice bir düşün.

Bir hafta sonra yeni bir işe başlamıştı, akşam bana uğradığında artık Bıyıksızdı. Ve bir tebessüm yüzüne oturmuştu. Gülerek anlattı ki alacaklıları kapısına dayandığında;
—Benden hiçbir şey alamazsınız, ben kara Bıyık Ahmet değilim.

Akşamları iş çıkışında break dans okuluna gidip dans eğitimi de almaya başlamıştı. Bu durum beni de çok sevindirdi.
Birkaç ay sonra tekrar uğradığında:
—Ben gene öyle bir şey’e kalkışırsam beni yine kurtarır mıydınız?
Bu tepkisine bayağı bir şaşırdım önce. Sebebini sordum;
—Çok mutsuz hissediyorum kendimi, diye yanıtladı.
—Adın ne senin bakalım? Önce bana onu söyle.
Şaşkın bakışları arasında;
—Bıyıksız Ahmet, dedi.
—Hayır, bilemedin Bıyıksız Ahmet’te yok artık.

Biz her gece ölüyoruz ve her sabah aynı vücutta farklı insanlar olarak uyanıyoruz. Sen bu sabah uyandığında Bıyıksız Ahmet değildin. Başka biriydin.

—Bak! Gözlerini kapat ve şu anda silahla kafana sıktığımı düşün. Ölüyorsun. Millet etrafımıza üşüşüyor, seni morga kaldırıyorlar. Ailene ve dostlarına haber veriliyor ve çok üzülüyorlar. Seni mezara koyarken tüm sevenlerin içten içe kan ağlıyorlar.40 gün boyunca bazen gelip ziyaret ediyorlar mezarını.
40 günden sonra ara sıra gelenler oluyor seni ziyaretine. Sonra haftada bir, ayda bir yılda bir ziyaret ediliyorsun. Aradan 100 yıl geçiyor. Torunların arada bir bu dünyadan ziyaretine geliyorlar. Onlarda unutup gidiyorlar seni ve onlarda gidiyorlar ve artık ziyaretine gelecek kimsen kalmıyor.10000 yıl sonra kimse hatırlamıyor bile seni. kaydın bile siliniyor defterlerden. Bir sel alıp götürüyor mezarını denize doğru.1000.000yıl sonra moleküllerin bile dağılıyor tüm dünyaya.
Milyon yıl sonra tekrar dünyaya gönderiliyorsun. Uyanıyorsun yatağından. Ve yeni bir güne daha merhaba diyorsun. Sen artık yepyeni bir insansın. İstediğini yapabilirsin. Ama bu sen eski sen değilsin. Yani eski beden yeni ruh sahibisin.
Hayat senin. Sıfırdan başla ve dilediğin gibi yaşa!
Uyku ölümün kardeşidir.

Bıyıksız Ahmet düşündü bana gülümseyerek kafasını salladı ve çıktı.

Davut Altınsu
Kayıt Tarihi : 5.8.2006 18:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Davut Altınsu