Kara bahtlı Şiiri - Ahmet Kesici

Ahmet Kesici
36

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kara bahtlı

Belediye otobüsünde bir çocuk,
yaşlı bir adama oturması için yer vermez.
Otobüsteki insanlar,
''zamane gençliği saygısız''diyerek ayıplarlar genç çocuğu.

Çocuk hafiften dönerek,
siz hiç okula gitmeniz gerekirken
bir tamir atölyesine çırak olarak verildiniz mi.?
Hem de ''eti senin kemiği benim usta''
deyip giden babanızın ardında kaldı mı gözleriniz.?

Mesai gecelerinde,
uykusuzluktan yanlış cıvatayı sıkınca,
ustanızdan küfür yediniz mi.?
Son otobüsü de kaçırınca,
evinize kadar yayan yürüdünüz mü ki.?

Her gece döndüğünüzde yorgun bedeninizle fakir evinize
kireç boyalı odanızın yoksul divanına yükleyip hakir bedeninizi
gözlerinizi tavana dikip, mutlu olmak için hayaller kurdunuz mu ki.?

Sizin yaptığınız,
sevgisiz büyümüş birinden saygı beklemektir sadece.

Hem ben o kadar saygısız değilim.
Buyur amca otur yerime.
Kusura bakma görmedim seni.
Gözlerim dalıp gitmiş.
Yüreğim acıya gönül vermiş.

Hem bakın yaşım daha 16
Hangi kız sever beni ha.?
Hangi güzel yüreğini açar bana.?
Bakın ellerim kara, yüzüm kara
gönlüm kalbim bembeyaz ama, bahtım kara.

Hem ben
O okulların, sınıflarındaki kara tahtalarına bir şeyler yazmadım.
O tahta sıralarda oturmadım.
Rengi mühim değil güzel bir çantam,
kitabım, kalemim, defterim olmadı.

Bana okumayı yazmayı
komşumuz emekli Öğretmen bahtiyar efendi öğretti.
''Okusaydın büyük adam olurdun sen evlat’’ derdi.

Karne günlerin de,
sınıfını geçen çocuklara karne hediyesi bisiklet alırdı babaları.
Ne kadar ellerde ki bembeyaz karnelerde olsa da gönlüm,
bisikletin parlayan jantların da kalırdı gözüm.
Ve biraz daha büyürdü içimde sessiz kalmış hüznüm.

Biliyormusunuz?
Kızardım dünyanın güzelliklerine.
Kızardım baharın yazın gelmesine.
Ve bozulurdum arkadaşlarımın beni bırakıp gitmesine.

Bütün terslikler üst üste geliyordu.
Mutlu olan insanlar beni anlamıyordu.
Onlarda sızlatıyordu sizin gibi
bahtımın kanayan yarasını.

Ne kadar geçse de yıkamayla elimin yüzünüm karası,
bir türlü geçmek bilmiyordu
aydınlanmıyordu bahtımın karası.

Neyse,
sizin ağrıdım başınızı.

Ben artık ineyim ilk durakta.

Sizde beni tanıyın,
...................................ben bahtı kara...

Ahmet Kesici
Kayıt Tarihi : 9.8.2005 20:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İzmir Gaziemirden Buca yönünü giden,gecenin son vardiyasını yapmakta olan 23:30 belediye otobüsünün en arka koltuğuna oturdum. Otobüs her durakta,mesaiye kalan işçilerle doldu, ki Karabağlar sanayi bölgösidir. Ve otobüse 14 15 yaşlarında bir çocuk bindi. Çocuk,en son boş kalan bir kolduğa oturdu. Elleri,yüzü,elbiseleri iz içindeki bu çocuk büyük bir tamirci ustası gibi yorgunluğunu kolduğa bırakır gibi ağır bir şekilde sırtını yasladı ve gözlerini kapadı. Ve bir dahaki durakta yaşlı bir adam otobüse bindi,çocuğun oturmuş olduğu koltuğun önünde dikeldi. arkada oturan şaıslar çocuğun gözlerinin uykuda olduğunu görmedikleri içindir belkide, çocuğu omuzundan dürterek yaşlıya yer vermesini istetiler, bi arkadakilerde zamane gençliği saygızız gibi laflar etti, çocuk,''sizi görmedim,buyur amca otur yerime diyerek yaşlıya yer verdi, ayakta zor duran bu çocuğun yerine kendimi koyarak bu şiiri yazdım, bu şiiri yazmasaydım biliyorumki bu olayın görüntülerini gözlerimden atamayacaktım,yazdım ve bi nebze rahatladım....

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yavuz Bayram Çalışkan
    Yavuz Bayram Çalışkan

    Akıcı düşündürücü ve anlam derinlikleriyle etkilenmenin yoğunluğunu yaşadım.

    Cevap Yaz
  • Arif Baltacı
    Arif Baltacı

    İnsan etkileniyor okurken. Akıp gidiyor şiir. Metinsel bir anlatım olmuş ama işlenilen konu ve dil çok güzel kullanılmış. Duyarlılığınız için tebrik ediyorum. Saygılarımla...

    Stj.Av.Arif BALTACI / Trabzon Şiir Grubu

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Ahmet Kesici