Üretime katkıda bulunmadan tüketim yarışına girilince;
Kendisinden çok şey bekleyen köydeki ana-babasını ‘allem-kallem edip’ son iki çizilik tarlalarını satıp, son toplu sözleşmelerle gelen zammı da üzerine koyarak otomobilliler kervanına katılan işçi Cemal’in yan sokağa çekilmiş, aküsünün kutup başları çıkarılmış otomobilinin üzerine kar yağdı…
Konu madde olunca evladın ana-babasını, iki kardeşin birbirini boğazladığı günümüzde emperyalist ülkelerle birlikte Rusya’yı ve dağılan azınlıklarının da tutumunu görüp, komünizmin de bi poh olmadığını görerek enternasyonalciliğin sadece uzaydan gelen bir tehlikeye karşı işe yarayabileceği düşüncesine varan dünkü komünistlerin, -bir zamanlar ezberlemek için mesai saatlerini bile onları okumaya ayırdığı- şu raflarda dizili kitapların üzerine kar yağdı…
Eltisi Rana’ya hava atmak için Dolarlı, Erolu, altınlı günlere katılan Melek Hanım’ın kocası mirasyedi Kel Bekir, -terlemeden kazanayım düşüncesiyle- tüm parasını borsaya yatırıp kaybedince, Melek hanımın katılacağı günleri yazdığı takvimin yapraklarına kar yağdı…
‘İşini bilen’ ve bildiğinden dolayı da bir baş koltuğa oturan bazı milletvekillerinin, emniyet, tapu, orman, hastane müdürlerinin, il belediye, parti başkanlarının -bilmeleri gereken işlerini çok, ama çook iyi bildiklerinden,- oturdukları koltuklarına kar yağdı…
Komşusunu çatlatmak için kocasını ödeyemeyeceği taksitlerin altına sokarak mobilyalarını değiştiren Fadime hanımın -misafirine ikram edecek çaya, şekere, kahveye ayıracak parası olmadığı için- mobilyalarına kar yağdı…
İyi bir gelir kapısı elde edememiş delikanlılarla genç kızların, -beyaz eşya bu kadar liraya çıkınca- beyaz badanalı, pembe panjurlu evlerle süsledikleri düşlerine kar yağdı…
Ve perşembenin gelişi, çarşambadan belliydi.
Yüksel ÖnaçanKayıt Tarihi : 19.4.2010 02:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!